Çocukluğunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü görme şansını yakalayan 102 yaşındaki Şaban Yaylalı, bu özel anının kendisi için son derece anlamlı olduğunu ifade ediyor. Yaylalı, Atatürk’ün vefatının ardından 86 yıldır İstanbul’da yaşanan derin acıyı yüreğinde taşımakta. Onun ölümünden sonra Dolmabahçe Sarayı’nda naaşını ziyaret ederek saygı duruşunda bulunan Yaylalı, şu anda hayatını İzmir’in Konak ilçesinde kızıyla birlikte sürdürüyor.
Atatürk’ü ilk kez 1926 yılında gören Yaylalı, o zamanlar sadece 4 yaşındaydı. 16 yaşında vefat haberini aldıktan sonra ise Atatürk’e olan saygı ve sevgisi hiç azalmadı. Atatürk ile yaşanan bu anılar, onun yaşamında önemli bir yer tutuyor. Yaylalı, kökleri Lozan mübadillerine dayanan bir aileden geliyor ve emekli öğretmen olarak uzun bir eğitim hayatı geçirmiştir.
Büyük Önder Atatürk’ü ilk defa 1926 yılında Sivas’taki köylerine geldiğinde gördüğünü hatırlatan Yaylalı, “Atatürk, Erzurum’a giderken köyümüze uğradı ve burada köylülerle sohbet etti” şeklinde anlatıyor anılarını. O dönemde köyde, ahırın içinde yaşadıklarını ve hayvanlarla birlikte aynı mekanda barındıklarını belirtiyor. “Kışın hayvanlar bizi ısıtıyordu. Yıllarca böyle yaşadık; arazi verdiler, 1926 yılında Gazi’nin Erzurum’a geçişi sırasında köylüler ona yeni ev yapılmasını istediler. O rica üzerine Mustafa Kemal bize orada yeni ev yaptırdı” diye ekliyor.
Yaylalı’nın hatıraları, sadece Atatürk ile ilgili anılarla sınırlı kalmayıp aynı zamanda o dönem Türk toplumunun yaşadığı zorlukları ve dönüşümü de gözler önüne seriyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu tür ziyaretlerle halkın arasında olmayı ve onların sıkıntılarını dinlemeyi önemsemiş bir liderdi. Yaylalı’nın bu anıları, Atatürk’un halkla kurduğu güçlü iletişimin somut bir örneğini sunuyor.
İnsanlar çoğu zaman geçmişte yaşayan büyük şahsiyetlerle ilgili hikayelerini paylaşırken, bu tür anılar onların kişisel tarihleriyle birleşiyor. Yaylalı, yalnızca Atatürk’ü değil, o dönemki yaşam koşullarını değerlendirdiğinde, genç nesillere örnek olacak değerleri aktarıyor. Kendi hayatını Atatürk’ün mirası etrafında şekillendiren bir birey olarak, gençlere bu kıymetli anıları aktararak Türkiye’nin geçmişi hakkında bir kapı aralamış oluyor.
Atatürk’ü sadece tarih kitaplarından değil, yaşanmış anılarla genç kuşaklara taşımak, Türkiye’nin geçmişine sahip çıkmak açısından büyük önem taşıyor. 102 yaşındaki Şaban Yaylalı gibi bireylerin bu tür anıları, geçmiş ile bugün arasında köprü kurmayı sağlıyor. Atatürk’ün çeşitli başarılarını ve halkla olan ilişkisini anlatan bu yaşanmışlıklar, Türkiye’nin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunan önemli figürlerden biri olarak değerlendiriliyor.