12 Eylül 1980 darbesinden 2 ay önce açılan Diyarbakır Cezaevi’nde başlatılan restorasyon çalışmaları hızla devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müze olması yönündeki talimatı sonrasında E Tipi Kapalı Cezaevi, Adalet Bakanlığı’ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Bakanlık tarafından cezaevinin aslı korunarak restorasyonu için çalışmalar başlatıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün koordinesinde yürütülen çalışmalar, cezaevinin orijinal yapısını korumak amacıyla titizlikle sürdürülüyor.
Restorasyon çalışmaları kapsamında öncelikle cezaevinin çevresindeki jandarma, çocuk koğuşu ve jandarma gazinosu yıkıldı. Proje doğrultusunda, mevcut beş blokta herhangi bir değişiklik yapılmadan, tarihi dokunun korunması üzerinde duruldu. Restorasyon sürecinde, iç ve dış yapıda geniş kapsamlı düzenlemeler planlanmaktadır. Tamamlandığında, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi hem bir müze hem de kültürel bir alan olarak ziyaretçilere açılacak.
Restorasyon çalışmalarıyla birlikte, cezaevinin geçmişine dair bazı detaylar da gün yüzüne çıkmış durumda. Filmlere konu olan ve tarihi olaylara tanıklık eden cezaevi, önemli bir kültürel miras olarak değerlendiriliyor. Tarihi ve kültürel değerleri koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları, Diyarbakır’ın tarihine ve kimliğine katkı sağlayacak nitelikte olması hedeflenmektedir.
Diğer yandan, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nin müze ve kültürel alan olarak kullanılacak olması, bölgedeki turizm potansiyelini de artırabilir. Ziyaretçilere tarihi bir yolculuk ve geçmişle buluşma imkanı sunacak olan cezaevi, tarihe tanıklık etmiş yapısıyla önemli bir anıt konumunda olacaktır.
Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nin yeniden hayata geçirilmesi ve ziyaretçilere açılması beklenmektedir. Tarihi dokusunu koruyarak, günümüze kadar ulaşan cezaevinin, müze olarak hizmet vermesi kültürel ve turistik anlamda önemli bir kazanım olacaktır.2022 yılında bitirilmesi planlanan restorasyon çalışmalarının ardından, Diyarbakır’ın tarihine ve kültürüne dair önemli bir eser daha korunmuş ve gelecek nesillere aktarılmış olacaktır.
