Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde 25 Mart 2009’da meydana gelen helikopter kazası, Türk siyasetinde önemli bir figür olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesine yol açtı. Yazıcıoğlu, beraberindeki 5 kişiyle birlikte bu trajik olayda hayatını kaybederken, Türk siyasi hayatında güçlü bir miras bıraktı. Vefatının üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen, ilkeli ve dik duruşuyla tanınan Yazıcıoğlu, hala Türk siyasetinin unutulmaz simaları arasında yerini koruyor. Anadolu’nun ruhunu politik saha ile buluşturan Yazıcıoğlu, her koşulda milletin yanında durmayı ilke edindi. Gençlik yıllarından itibaren memleket meselelerine kafa yoran Yazıcıoğlu, bir hayat boyunca vatan ve millet için çalışmaya odaklandı.
“ELLER KALEM TUTMALI”
Muhsin Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin zor dönemlerinde her zaman milletin yanında yer almayı tercih etti. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı ve Büyük Birlik Partisi Kurucu Genel Başkanlığı görevlerinde bulunan Yazıcıoğlu, Sivas Şarkışla’da dünyaya geldi. Müslüman Türk gençlerinin eğitimi için büyük bir çaba gösterdi. Türkiye’nin o dönemdeki yapay çatışmalarla dolu ortamında, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e ‘Eller silah değil kalem tutmalı’ diyerek bir açık mektup yazdı. Bu mektup, 1980 öncesi yaşanan kardeş kavgasını sonlandırma gayretinin bir göstergesi oldu.
VESAYETE KARŞI ÇIKTI
1993 yılında Büyük Birlik Partisi’ni kuran Muhsin Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde meydana gelen vesayet uygulamalarına karşı milleti savundu. Bu bağlamda, Kahramanmaraş Türk Ocağı ve Anda Arama Kurtarma Derneği ile organize edilen anma etkinliklerinde, Yazıcıoğlu’nun anısı yaşatıldı. Türkiye’nin farklı illerinden gelen pek çok kişi, dün Göksun ilçesine bağlı Kızılöz Mahallesi’nde bir araya gelerek, Kuran-ı Kerim okudu. Katılımcılar, Yazıcıoğlu’nun vefat ettiği 2 bin 100 rakımlı Muhsin Dağı’na yürüyüş yaparak onun anısını onurlandırdı.
SIR GİBİ KAZADA FETÖ PARMAĞI
Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasında, FETÖ’nün parmağı olduğuna dair bulgular, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalarla gün yüzüne çıktı. Bu kapsamda, 17 FETÖ’cü sanık hakkında hazırlanan iddianamede Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildi. FETÖ’nün, Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili soruşturma süreci boyunca, amaç ve çıkarları doğrultusunda usulsüz işlemler gerçekleştirdiği, delil üretme çabalarında bulunduğu ve yaşamını yitirenlerin yakınlarını istismar etmeye çalıştığı iddia edildi.
Bu trajik olay, hem Türk siyaseti hem de toplum üzerinde derin bir etki bıraktı. Yazıcıoğlu’nun yaşamı boyunca benimsediği Türkiye’nin bağımsızlık ve milli değerlerine olan bağlılığı, onu halk nezdinde sevilen bir lider yaptı. Vefatı, sadece onun siyasi kariyerini değil, aynı zamanda Türk milletinin birliğini de sorgulatan bir olay haline geldi. Adalet arayışının sürdüğü bu süreç, Yazıcıoğlu’nun mirasını ve Türk toplumunda bıraktığı etkiyi daha da derinleştirdi.
Dolayısıyla, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatı ve ölümü, Türk siyasetinin acı ve zorlu dönemlerini anlamak için önemli bir pencere açıyor. Onun, vatan sevgisiyle hareket eden bir lider olarak halkın gönlünde yer edindiği ve unutulmaz anılarda yaşatıldığı aşikar. Yazıcıoğlu, sadece bir siyasi figür değil, aynı zamanda bir duruş ve inanç simgesi hal
