Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sözcü TV’de katıldığı canlı yayında seçim ve Türkiye gündemi üzerine soruları cevaplandırdı.
BTP liderinin açıklamalarından satır başları şöyle;
Fatih Erbakan’a geçmişte İsraille yapılan anlaşmaları hatırlattı
Son günlerde çok meşhur; ‘Kudüs’teki Mescidi-i Aksa’nın etrafındaki dikenli teller Türkiye’den gidiyor’ diye hükümete tepkide bulunuyor Sayın Erbakan. Şimdi bu sözün taraftarıyım, doğrudur. Peki şunu niye yapmıyoruz? Yıl 1996’da, rahmetli Erbakan’ın kendi ifadesiyle ‘tabu yıkan anlaşmalar’ denilerek İsrail’le 20 tane anlaşmayı kendisi yapmadı mı? İsrail’le savunma, istihbarat, su anlaşmalarını kendisi yapmadı mı? İsrail’in savaş pilotlarının Türkiye hava sahasında eğitilmesinin önünü açan anlaşmayı rahmetli Erbakan yapmadı mı?
Erbakan döneminde AB ile yapılan çelik anlaşması nelere mal oldu?
Başka bir şey soralım; bugün ‘çelik ihraç ediyoruz İsrail’e’ deniyor. Bakın çok acı bir durum da ne biliyor musunuz? Bizim demirimiz, nikelimiz, kromumuz varken çelik ihraç edip paslanmaz çelik ihraç edemiyor oluşumuzdur. Asıl acı durum budur. Niye biliyor musunuz? Yıl 1996 rahmetli Erbakan Avrupa birliği ile bir anlaşma imzalıyor ve Avrupa Birliği, ‘siz devlet olarak demir çelik sektörüne yatırım yapamazsınız çünkü rekabetçiliğin önüne geçiyor devlet yatırımları. Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsanız bunu yapamazsınız’ diyor. Biz bu anlaşmayı imzaladık diye demir – nikel – kromun bileşiminden oluşan paslanmaz çeliği biz üretemiyoruz. Çünkü devlet buna yatırım yapmıyor. Biz paslanmaz çeliği ihraç etsek 10 liraya satacağız. Çeliği ihraç ettiğimiz için 1 liraya satıyoruz. Yani bugün çeliği ihraç ediyorsun diye eleştirdiğin iktidara şunu da söyle; bizim yüzümüzden paslanmaz çelik ihraç edemiyorsun de… Dolayısıyla benim üzerinde durduğum şey şu; adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. Doğruları her yerde, herkes adına söyleyelim. Beni eleştiriniz ama kendinizi de eleştirin, diğerini de eleştirin, onun da yanlışını ortaya koyun, gerçekleri konuşalım.
Erdoğan mitinglerde neden eskisi kadar güçlü mesajlar veremiyor?
Çünkü deniz bitti derler ya, hani şapkadan tavşan çıkaracak ama şapka delik. Şapkadan çıkan şey enflasyon, şapkadan çıkan şey pahalılık, şapkadan çıkan şey hayat zorlukları, adaletsizlik, hukuksuzluk… Şimdi Sayın Cumhurbaşkanının düştüğü sarmalı tam olarak size şöyle tarif edeyim; iktidarda kalabilmek için, belli şeyleri aşağıda tutmak zorunda. İktidarda durmak için eğitim düzeyi düşük kalmalı. Eğitim müfredatı kötü olmalı eğitim verilmemeli, çocuklar okullara hapse edilmeli. İktidarda kalmak için hukuk ve adalet bitirilmeli. İktidarda kalmak için fakir ve yoksullar oluşturulup fakir fukara fonundan onlara paralar verilmeli. Bunlar olduğu sürece insanlar bağımlı hale gelecek.
Ondan sonra ne oluyor, şartlar buysa para yok. Şimdi mesela ne var burada, ekonomiyi düzeltmek için ne gerekiyor, en başta kendi vatandaşının size güvenmesi, sonra yabancıların size güvenmesi lazım. Türk lirasının bu kadar güvensiz olduğu hem iç piyasada hem dış piyasada bu ortam varken ekonomiyi düzeltme ihtimali yok. Peki Türk lirasına olan güvenin artması Sayın Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarıyla mı olacak? Katiyen olmayacak, çünkü Türkiye’de yapısal bir değişime ihtiyacımız var. Hukukun işlediği, eğitimin yükseldiği, insanların adil bir şekilde yaşadığı, sosyal hayatında mutlu olduğu, medyanın özgürleştiği bir ortam. Yani o kadar çok bileşen var ki ama bu çok dememizin sebebi korkutmasın aslında hakkaniyetli bir yönetime ihtiyaç var.
“Seçimden sonra anayasa değişikliği gündeme gelecek”
Seçimden hemen sonra bir anayasa değişikliği var gündemde. Bundan eminiz, anayasanın değişilmez maddelerinin değişmesi söz konusu olacak. Muhalefet buna bugüne kadar hiçbir zaman dur diyemedi. Dolayısıyla bu anayasa referandumu değişikliğinin hayatımızı nasıl değiştireceğini anlatacak bir yapılanmayı da bugünden itibaren oluşturmamız lazım. Bunu oluşturmak için BTP’yi güçlendirmelerini rica ediyorum. Şunu çok duyuyorum; ‘çok çekişme var sana oy veremiyoruz’ diyorlar. Tamam o zaman ‘ilçe belediyesinde ve belediye meclisinde ver. İlçede de çekişme var diyorsan en azından belediye meclisinde ver ki bir güç oluşturalım, bir güç gösterelim yarınlara dair. Türkiye’de anayasa değişikliği mi olacak, dur diyebilecek bir kadroyla karşılarına çıkalım. Bugün biz varız, binlerce insanla varız ama şu güç çok önemli bir siyasi parti için. Arkasında milyonları kenetlemiş yürüyen insanlar topluluğunu, Türk Milleti olarak, Türk gençliği olarak oluşturmak zorundayız.
Gençlere mesaj…
Gençlere de şu mesajım olsun; dikenli yollarda yürüyecekler, ayaklarına diken batmaması lazım. Çok kıvrımlı yollardan, ayrımlı yollara geçecekler, doğru seçeneği bulmaları lazım. Bu çetrefilli ve uzun bir yol ama ben bu yolu bildiğime inanıyorum, buna gerçekten inanıyorum. Çünkü 7/24 vaktimi bunu araştırarak, bunu düzeltmeye çalışarak, Türkiye’yi yarınlara taşımaya, nasıl taşıyabileceğimi çalışarak geçirmeye çalışıyorum.
Dolayısıyla biz ülkeye faydalı oluruz. Bütün seçmenin de bu konuda desteğini rica ediyorum.”