Fatih’te, 2 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen bir dolandırıcılık olayı, 85 yaşındaki N.T.’nin maruz kaldığı bir dolandırıcılık vakası olarak kaydedildi. N.T., telefonla kendisini arayan bir kişinin oğlunun sesiyle konuşarak, kendisini 700 bin lira değerinde ziynet eşyası ve parası ile dolandırdığını belirterek polise şikayette bulundu. Bu durumu öğrenen polis, yaptığı incelemelerin ardından şüphelilerin peşine düştü.
N.T., polis merkezinde verdiği ifadede, “Beni birisi telefonla arayarak oğlum olduğunu söyledi. Sesi gerçekten çok benziyordu, bu nedenle ona inandım. Bana, paraya ihtiyacı olduğunu söyleyip, kapıya göndereceği bir arkadaşına evde bulunan para ve ziynet eşyalarını vermemi istedi. Ben de yardımcı olmak adına saat 12.30 civarında kapıya gelen kişiye, evde bulunan tüm para ve ziynet eşyalarını teslim ettim” dedi. N.T.’nin gerçek oğlu eve geldiğinde dolandırıldığını anlamasıyla birlikte, durumu polise bildirerek dolandırıcılardan şikayetçi oldu.
Fatih’teki Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, dolandırıcıları yakalamak için hızlı bir çalışma başlattı. Yapılan araştırmalar sonucu, altın ve paraları almaya gelen şüphelinin güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri tespit edildi. Bu görüntüleri inceleyen polis, şüphelilerin kimliğini belirledi. Şüpheliler, Kırgızistan uyruklu Dilerbek M. (30) ve Mustafa D. (47), düzenlenen operasyonlarla Pendik ve Ümraniye’de yakalandı.
Polise yapılan sorgulamalarda, Mustafa D.’nin daha önce dolandırıcılık suçlarından tam 52 suç kaydına sahip olduğu ortaya çıktı. Diğer şüpheli Dilerbek M. ise, 3 ayrı suç kaydına ve bir dosyadan aranmasına sahip olduğu belirlendi. Şüpheliler, polis sorgularında kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmediler. Ancak adliyeye çıkarıldıklarında, sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildikleri bilgisi edinildi.
Bu olay, toplumda yaşlı bireylerin dolandırıcılık vakalarına maruz bırakıldıkları konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle telefon dolandırıcılığı gibi yöntemlerle hedef alınan yaşlı insanlar, sosyal ve ekonomik açıdan daha savunmasız oldukları için kötü niyetli şahısların hedefi haline gelmektedir. Bu durum, hem aile üyeleri hem de güvenlik birimleri açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Söz konusu dolandırıcılık olayı, N.T.’nin yaşadığı mağduriyet ve ardından gelen hukuki süreç ile birlikte, tarafında umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Polis teşkilatının hızlı ve etkili çalışması sayesinde, dolandırıcılar kısa sürede yakalanmış ve hukuki süreç başlatılmıştır. Bu tür olayların önlenmesi için toplumun her kesimine büyük görevler düşmektedir. İletişim kanallarının güvenliği konusunda eğitilmesi gereken yaşlı bireyler, aynı zamanda dolandırıcılık yöntemleri hakkında bilgilendirilmelidir.
Özellikle yaşlıların, tanımadıkları kişilere karşı daha dikkatli olmaları ve manevi olarak baskı altında hissettiklerinde durumu yakınlarına bildirmeleri teşvik edilmelidir. Aile üyelerinin de, yaşlı bireylerle iletişim kurarak, onların günlük yaşamlarında karşılaşabilecekleri riskleri azaltmaları önem arz etmektedir. Dolandırıcılıkla mücadele sade bir hukuki boyut değil, toplumsal bir bilinç ve dayanışma meselesidir. Dolandırıcılık faaliyetlerinin azalması için, vatandaşların dikkatli ve bilinçli davranmaları kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, 85 yaşındaki N.T.’nin yaşadığı dolandırıcılık olayı, sadece kendi başına bir vakadan ibaret değildir. Bu durum, toplumdaki yaşlı bireylerin karşılaştığı sosyal sorunları, dolandırıcılığın artışını ve bu gibi durumların önlenmesine ilişkin farkındalık oluşturmanın gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Dolandırıcılık, cinsiyet, yaş veya
