Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938 günü vefat etmesi, Türk halkı üzerinde derin bir etki yarattı. Atatürk’ün ölümünün ardından, pek çok vatandaş Ankara Radyosu’na duygularını ifade eden mektuplar gönderdi. Ancak, hüzün dolu olan bu mektuplardan 38’inin üzerine “Okunmaz, basit, çocukça, tekerleme” gibi notlar yazılarak okunmadı ve arşive kaldırıldı. Bu mektuplar, yıllar sonra, tam 86 yıl sonra, gün ışığına çıkarıldı.
BÜYÜK ACI SATIRLARDA
Bu tarihi mektup ve şiirler, gazeteci-yazar Nüket Aşkın tarafından “Kelimelerde Saklı Feryatlar” adlı bir kitap içerisinde toplandı. Kitap, Türk halkının Atatürk’ün vefatı sonrası yaşadığı büyük acıyı gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Nezihe Araz’ın lise öğrencisiyken yazdığı ağıt niteliğindeki mektup da kitaba dahil edildi. Mektuplar, halkın derin kederini ve Atatürk’e olan sevgi ve saygısını yansıtır nitelikteydi.
BİR BABANIN AĞIDI
Aşkın’ın kitabında ayrıca, 10 Kasım’a ait gazete haberleri ve vatandaşların yaşadığı acıların boyutunu ortaya koyan çarpıcı fotoğraflar da yer aldı. Bunlar arasında, Şeyh Sait isyanında şehit düşen Yüzbaşı Akif Türkoğlu’nun Uşak Ortaokulu öğrencisi kızı Cahide Türkoğlu tarafından yazılmış bir şiir ile, Atatürk’ün vefat ettiği gün evladını kaybeden bir babanın ağıt niteliğindeki şiiri de bulunmaktadır. Bu şiirler, o dönemde halkın yaşadığı derin acıyı ve kayıpları dile getiriyor.
İnkılabın İlk Nesli Ata’sına Seslendi
Nezihe Araz’ın henüz 18 yaşındayken kaleme aldığı mektup ise Atatürk’e duyulan özlemi ve saygıyı ifade ederken, çok özel ve duygusal bir metin ortaya koyuyor. Bu mektupta Araz, “Kurtarıcısını ve en büyük evladını kaybettin. Bunu duyduğumuz saniyeden beri bir daha asla geri dönmeyecek olan büyük kaybımıza içimiz yana yana ağlıyoruz. Kederimiz asla tesellisi mümkün olmayan bir büyüklüktedir.” diyerek toplumun yaşadığı büyük acıyı gözler önüne seriyor.
Araz, Atatürk’ün ebediyete intikal etmesine rağmen, onun mirasının bu dünyada yaşamaya devam edeceğini vurguluyor. “Sen insanların asla fâni diye vasıflandıramayacağı bir kıymet, bir ölmezsin” diyerek Atatürk’ün kalıtının Türk milletinde yaşatılacağının altını çiziyor. Araz, mektubunun devamında “Aylardan beri çektiğin acıların aynını biz de çektik. Hararetimiz seninkiyle beraber yükseldi. Nabzımız seninkiyle aynı hızda vurdu.” diyerek, Atatürk ile halk arasındaki duygusal bağı pekiştiriyor.
Mektubun devamında, “Artık sensiz kaldık… Ne diyorum? Sensiz kalmak mümkün mü?” diyerek, Atatürk’ün vefatının ardından yaşanan boşluğu ifade ediyor. Son olarak, “Gittiğin yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan, bugünkü gibi yürüyeceğimize söz veriyoruz.” diyerek, Türk milletinin Atatürk’ün mirasına sahip çıkacağına olan güveni ifade ediyor.
Bu mektuplar ve şiirler, Türk milletinin Atatürk’e olan bağlılığını, saygısını ve derin sevgisini gözler önüne sererken, tarihe damga vuran bir döneminin de