Muğla’nın Bodrum ilçesinde bulunan halk plajının, sezon başında restoran ve özel plaj olarak kullanılmasına karar veren bir otel, bu durumu ortaya çıkarmıştı. Ancak olayın duyulmasıyla birlikte Kaymakam ve Milli Emlak Müdürlüğü devreye girerek işgali sonlandırmıştı. Otel, halk plajının iç kısmına üç ay gibi kısa bir sürede daha görkemli bir plaj yapmış ve bu sefer plajı tamamen kapatmıştı.
Olayın yaşanmasıyla birlikte otel, halkın tepkisini çekmiş ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Otelin plajı tamamen kapatarak halkın kullanımına engel olması, Bodrum’un doğal güzelliklerini koruma ve halkın faydalanmasını önem seviyesine çıkarmıştı. Bu durum, bölgedeki turizm sektörünü de olumsuz etkileyebileceği endişelerini beraberinde getirmişti.
Kaymakam ve Milli Emlak Müdürlüğü’nün müdahalesi sonrasında otel, işgal durumunu sonlandırmış olsa da, halk plajının tamamen kapatılması kararı tartışmaları da beraberinde getirmişti. Plajın kamuya açık olması gerektiği yönünde yapılan eleştiriler, otelin bu kararına karşı çıkanların sayısını arttırmıştı. Halkın, doğal güzellikleri koruma ve kullanma hakkını savunanlar, otelin bu uygulamasını hoş karşılamamıştı.
Otelin, halk plajını restoran ve özel plaj olarak kullanma kararı, Bodrum’un turizm potansiyeli ile de örtüşmeyen bir durum olmuştu. Bölge, doğal güzellikleri ve deniziyle ünlü olup, turistlerin yoğun ilgisini çeken bir tatil beldesi konumundaydı. Otelin, halk plajını kapatma kararı, turistlerin Bodrum’u tercih etme sebeplerinden biri olan plaj keyfini kısıtlamış ve sektörde olumsuz bir etki yaratmıştı.
Tartışmaların devam ettiği süreçte, otelin aldığı kararın geri çekilmesi ya da halkın plajı kullanımına açması yönünde baskılar artmıştı. Halkın tepkisi ve kamuoyunun çıkardığı ses, otelin bu kararını değiştirmeye zorlayacak gücü ortaya koymuştu. Bodrum’un doğal güzelliklerinin korunması ve halkın haklarının savunulması amacıyla yapılan mücadele, sivil toplum örgütleri ve çevreciler tarafından da desteklenmişti.
