Türkiye’de iktidarın tutarsız faiz politikası sonucunda 2019 yılından bu yana sık sık Merkez Bankası başkanlarının görevden alınması ve ülkenin derin bir krize sürüklenmesine sebep oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faize rıza gösterdiği ve sık sık değişen faiz politikası nedeniyle Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmasına yol açtı. Son 8 yılda 6 Merkez Bankası Başkanı göreve gelirken, 5 başkan da görevden alındı. Her başkan ya düşük faiz ısrarının yarattığı yüksek enflasyon nedeniyle ya da enflasyonu kontrol altına almak amacıyla devreye alınan yüksek faiz politikasının ardından faiz lobilerinin etkisiyle görevden alındı.
Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon neticedir” iddiası Türkiye’de derin bir krize yol açtı. Türkiye yüzde 50 faiz oranı ile dünyada 4. sırada, yüzde 67.07 enflasyon oranı ile de 5. sırada yer aldı. TCMB’nin başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun görev sürecinde faiz oranları düşse de döviz kurları kontrolsüz bir şekilde arttı ve enflasyon 22 yıllık AKP iktidarının en yüksek seviyesine ulaştı.
Merkez Bankası parasal sıkılaştırma politikasını artırırken, bu durum vatandaşların alım gücünün düşmesi ve borçlanarak geçinmeye çalışanların faturasını ödemesi anlamına geliyor. Bankalar TCMB’den daha yüksek maliyetle borçlanarak ihtiyaç kredisi faizlerini yükseltirken, ortalama ihtiyaç kredisi faizi son 22 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Erdoğan’ın önceki açıklamalarında faizin düşeceği ve enflasyonla birlikte azalacağı sözlerine rağmen, bugün enflasyon yüzde 67.07, faiz ise yüzde 50 düzeyindedir. Bu durum ülke genelinde ekonomik sıkıntıları arttırmaktadır. Türkiye’de faiz politikalarındaki belirsizlikler ve sık değişen politikalar vatandaşların maddi durumlarını olumsuz etkilemektedir.İktidarın tutarsız faiz politikası sonucunda ekonomik krizin derinleştiği ve vatandaşların bu durumdan olumsuz etkilendiği açık bir şekilde görülmektedir.
