ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 6306 sayılı Rezerv Alan Yasasında yapılan değişiklik ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, iktidarın bu değişiklikle vatandaşın malına çökmenin zeminini hazırladığını öne sürerek, “Mülkiyet hakkını yok saymıştır. Mahkeme kararlarını tanımayan bir iktidarın vatandaşın elinden aldığı alanları, yandaşlarına vermeyeceğinin bir garantisi var mıdır?” diye sordu.
Rezerv Alan Yasasında yapılan değişikliğin hukuki olumsuzlukları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Zeybek, şunları kaydetti:
“ŞİMDİ YETKİLİLERE SESLENİYORUM”
“Bu değişikliklerle, mülk sahiplerinin mülkiyet haklarıönemli ölçüde sınırlandırılıyor. Halen, riskli olmayan alanlardaki binalar da bu kapsama dahil ediliyor. Daha önce imzalanmış inşaat sözleşmeleri, tarafların muvafakati aranmaksızın feshedilmiş sayılabiliyor. Maddi gücü yeterli olmayanlar, dönüşüm nedeniyle miras haklarını kaybedebiliyor. Riskli olarak tanımlanan alanlardaki tüm taşınmazlar geçici olarak Hazineye geçebiliyor. Mülk sahiplerinin inşa edilecek yeni binaların niteliği ve büyüklüğü konusunda söz hakkı ve tercih şansı ortadan kalkıyor.
Devletin yükümlülüğü, elbette can ve mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Ancak bunu yaparken, bir başka temel hak ve hürriyeti ölçüsüz şekilde kısıtlayamaz.Aksi halde; kamu yararı ve bireyin temel hak ve hürriyetleri arasında adil bir denge sağlandığından söz edilemez. İdare; “bina riskli, yık veya yıkacağım, dönüşüm için de şu kadar ve şu şekilde destek vereceğim” diyebilir. Ancak bunun ötesine geçerek; vatandaşa “burayı uygulama alanı yaptım, tapunu şimdilik elinden aldım, şu kadar ödeyeceksin ve sana şu metrekarede ev vereceğim, söz hakkın yok, ödemezsen de yerini kaybedeceksin” denirse, mülkiyet hakkına ölçüsüz müdahalede bulunulmuş olur. İktidar bu değişiklikle vatandaşın malına çökmenin zeminini hazırlamış, mülkiyet hakkını yok saymıştır. Mahkeme kararlarını tanımayan bir iktidarın vatandaşın elinden aldığı alanları, yandaşlarına vermeyeceğinin bir garantisi var mıdır?”