Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile yapılan tüketici eğilim anketi sonuçlarına göre, temmuz ayında tüketici güven endeksi geçen aya göre yüzde 3,1 azalarak 75,9’a geriledi. Bu durum, 8 ayın en düşük seviyesine işaret etmektedir.
Tüketici güven endeksi, 0-200 aralığında değer alabilen bir ölçümdür. 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser bir durumu, 100’den küçük olması ise kötümser bir durumu ifade etmektedir. Temmuz ayında hanenin mevcut maddi durumunu değerlendiren endeks, bir önceki aya göre yüzde 5,4 azalarak 60,4 olarak belirlenmiştir. Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi ise yüzde 4,2 düşüşle 75,9’a gerilemiştir. Aynı dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 7 azalarak 70,8’e düşmüş; dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi ise yüzde 2,6 artarak 96,5’e çıkmıştır.
Ankete katılan tüketicilerin %40,1’i geçen ayki ekonomik durumu kötü olarak değerlendirirken, %14,2’si gelecek aylara ilişkin ekonomik durumu olumlu tahmin etmektedir. Ayrıca tüketicilerin %53,6’sı gelecek 12 aylık dönemde işsizlik oranında artış beklerken, %8,3’ü azalacağını öngörmektedir.
Tüketici güvenindeki bu düşüşün nedenleri arasında enflasyon, işsizlik, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve ekonomik belirsizlikler yer almaktadır. Hem iç piyasada hem de küresel ekonomide yaşanan gelişmeler tüketicilerin harcama eğilimlerini olumsuz etkilemektedir.
Tüketici güveninin düşük seviyede seyretmesi, tüketimde ve ekonomide genel bir daralmaya işaret edebilir. Bu durum, işletmelerin üretim ve istihdam politikalarını da etkileyebilir. Bu nedenle, tüketici güveninin artırılması için ekonomik istikrarın sağlanması ve tüketiciye yönelik güven arttırıcı politikaların uygulanması önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, tüketici güveninin düşüş göstermesi ekonomik koşulların zorluğuna ve belirsizliğine işaret etmektedir. Bu durum, ekonomi politikalarının gözden geçirilmesi ve tüketici güveninin yeniden inşa edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu süreçte, hem tüketici beklentilerinin iyileştirilmesi hem de ekonomik güven ortamının sağlanması önemlidir.