Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın vekilliğini düşürülmesine ilişkin ‘yok hükmünde’ kararı, muhalefet partileri tarafından yapılan ortak dilekçe sonucunda TBMM Genel Kurulu’nun 16 Ağustos Cuma günü olağanüstü toplanması talebiyle sonuçlandı. Dilekçede CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkan Vekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın, Ali Mahir Başarır, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Saadet Partisi Grup Başkan Vekilleri Selçuk Özdağ ve Bülent Kaya, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEVA Partisi Milletvekili İdris Şahin, Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca’nın imzaları yer aldı.
Muhalefet temsilcileri, dilekçenin TBMM Başkanlığı’na teslim edilmesi sonrası konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “22 Şubat’ta verilen kararın neden 5 buçuk ay sonra yayınlanmasının beklendiğini sorgulayarak, bu durumun Türkiye’de planlanmış hukuk kumpası olduğunu gösterdiğini” belirtti. TİP Milletvekili Ahmet Şık ise 15 Ağustos günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Meclis’e geleceğine dikkat çekerek, bu nedenle 16 Ağustos’ta karar alındığını açıkladı.
Olağanüstü toplantı talebiyle ilgili TBMM Genel Kurulu’nun nasıl bir karar alacağı merak konusu olurken, muhalefet partileri vekillikten düşürülen Can Atalay hakkındaki kararın hukuka uygun olmadığı ve yeni bir seçimle TİP milletvekillerinin tekrar Meclis’e girmesini sağlamak için mücadele etme kararlılığında olduklarını belirtti. Özellikle Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinde zamanlama ve gerekçelerin sorgulanması konusunda muhalefetin hassasiyeti dikkat çekti.
Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin ‘yok hükmünde’ kararı, siyasi ve hukuki olarak tartışma yarattı. Bu kararın sonuçları ve yansımaları, Türkiye’de siyasi atmosfer üzerinde etkili olabilir ve muhalefet partilerinin gösterdiği dayanışma, hukukun üstünlüğü ve demokrasi konularında önemli bir adım olabilir.
Öte yandan, TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantı talebini nasıl karşılayacağı ve Can Atalay hakkındaki kararın yeniden değerlendirilip değerlendirilmeyeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Muhalefet partilerinin ortak kararlılıkla verdiği talep, Türkiye’nin siyasi gündemini etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.