Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Dekanı olan Yüksek Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 17 Ağustos 1999 depreminin 25. yıl dönümünde, Marmara Bölgesi’nde olası deprem senaryolarını değerlendirdi. 17 Ağustos depremi sonrasında yapılan çalışmalara atıfta bulunan Ersoy, Marmara Denizi’nin dünyanın en iyi bilinen denizlerinden biri haline geldiğini söyledi. Ancak, bu kadar çalışmaya rağmen Marmara Depremi geldiği zaman hazır olup olmayacaklarının kesin olmadığını belirtti.
Ersoy, Marmara’nın deprem tarihine değinerek, İstanbul’un deprem tehlikesinin Kuzey Anadolu Fayı’ndan kaynaklandığını belirtti. Kuzey Anadolu Fayı’ın yaklaşık bin 500 kilometre uzunluğunda olduğunu ve en büyük depremin 8 büyüklüğünde gerçekleşebileceğini ifade etti. Ayrıca, Marmara Denizi’nde daha önce İstanbul’u ve tüm Marmara’yı etkileyen büyük depremler yaşandığını vurguladı. 1999 yılında Kocaeli ve Düzce depremleri ile binlerce insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Ersoy, yapılan çalışmalara rağmen Marmara Depremi’nin gelmesi durumunda tam olarak hazır olup olamayacaklarını sorguladı. 2012’de çıkan Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulanmasının geciktiğini ve 2023 depremlerinden sonra bu çalışmaların tamamlandığını belirtti. Ancak, hala eksikliklerin bulunduğunu ve hazır olmadıklarını dile getirdi. Türkiye’nin birinci projesinin deprem olduğunu söyleyen Ersoy, İstanbul’un 1,5 milyon riskli konuta sahip olduğunu ve bu konutların güçlendirilmesinin veya yeniden yapılmasının uzun zaman alabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin kıyılarının hem depreme hem tsunamiye uygun olduğunu belirten Ersoy, kentsel dönüşüm projelerinin hızla tamamlanması gerektiğini vurguladı. Siyaset ile bilimin deprem konusunda ortak bir zeminde buluşamadığını belirten Ersoy, bu durumun ciddi sıkıntılara yol açabileceğini belirtti. Sonuç olarak, bilim ile siyaset arasında daha fazla işbirliği yapılması ve hızla tamamlanması gereken çeşitli projeler bulunduğuna dikkat çekti.