Belçika’nın Başbakanı Alexander De Croo, terör örgütü PKK’ya sempati gösteren ve provokasyonda bulunan insanların hoşgörülemez olduğunu belirtti. Bu açıklama, Brüksel’in yaklaşık bir saat uzaklığındaki Heusden-Zolder kasabasında gerçekleşen olayların ardından geldi. PKK yandaşları, Nevruz kutlamalarının ardından arabalarında terör örgütü PKK’nın simgeleri ve Abdullah Öcalan’ın posterleriyle tur atarken sokaklarda sloganlar atmışlardı. PKK destekçileri, Türk asıllı vatandaşların yoğun olarak yaşadığı bir cadde boyunca geçerken bir Türk gencine saldırdılar. Yaralanan genç hastaneye kaldırılırken, diğer Türkler, PKK yandaşlarına karşı tepki gösterip saldırmışlardı. Bu olaylar sadece Belçika’da değil, Almanya’da da gözlemlenince, terör örgütüne karşı tepkiler artmıştı.
Başbakan De Croo, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Belçika’da düşünce ve ifade özgürlüğünün önemini vurgulayarak, terör örgütü olarak sınıflandırılan bir yapıya destek vermenin ve provokasyon yapmanın hoşgörülemez olduğunu belirtti. PKK’nın Avrupa’da da terör örgütü olarak kabul edildiğini hatırlatan De Croo, provokasyon ve şiddetin son bulması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda, olaylara yurt dışından katılan kişilerin olduğunu ancak organizasyonun yurt dışından gerçekleştirildiğine dair herhangi bir kanıt olmadığını ifade etti.
Bu tür olaylar, Türk asıllı vatandaşların yaşadığı ülkelerde endişe yaratırken, terör örgütü PKK’ya karşı birlik ve beraberlik mesajları veriliyor. Belçika ve Almanya’da yaşanan bu tip olaylar, Türk toplumunu derinden etkiliyor ve tepkileri arttırıyor. Başbakan De Croo’nun açıklamaları ise, terör örgütlerine karşı sıfır tolerans politikasını vurgulayarak, ülkenin terörle mücadele konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Belçika ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde yaşanan terör örgütü PKK’ya destek ve provokasyon olayları kamuoyunda büyük yankı buluyor. Türk toplumunun tepkileri ve liderlerin kararlı duruşu, terör örgütlerine karşı mücadelede önemli bir mesaj içeriyor. Başbakan De Croo’nun açıklamaları, ülkede yaşayan her kesimin terör örgütlerine karşı birlik içinde olması gerektiğini tekrar hatırlatıyor. Bu tür olayların önlenmesi ve şiddetin son bulması için hem yerel yönetimler hem de toplumun geneli üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.