İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Meryem Ç.’nin annesi Nuray A., babası Ağcabal A. ve erkek kardeşi Emre A. müşteki olarak yer almıştır. İddianamede 22 Ağustos’ta Kartaltepe Mahallesi, Ankara Caddesi’nde bulunan bir ikametten 5-6 el silah sesi duyulduğu ve bir kadının vurulduğu ihbarı üzerine polis ekiplerinin olay yerine gittiği belirtilmiştir. Polis ekipleri kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Meryem Ç.’yi bilinci kapalı halde bulmuşlardır.
Olay yeri inceleme raporuna göre Meryem Ç. ile eşi Şehmuz Ç. arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma yaşandığı ve Şehmus Ç.’nin eşini ateşli silahla ağır şekilde yaraladıktan sonra kaçtığı bilgisi iddianamede yer almaktadır. Adli Tıp Kurumu raporları ve ses kayıtları da delil olarak sunulmuş, şüphelinin oğlunun dilini ve elini çakmakla yaktığı belirlenmiştir. Meryem Ç.’nin daha önce eşi Şehmuz Ç. hakkında şikayetleri ve uzaklaştırma kararları olduğu, ancak olay tarihinde aktif bir tedbir bulunmadığı belirtilmiştir.
Meryem Ç.’nin babası ve annesi, şüphelinin kızlarına şiddet uyguladığını ifade etmiş ve Meryem Ç.’nin boşanma kararını geri aldığını dile getirmişlerdir. Müşteki Emre A. ise olaylar nedeniyle çocuklarını psikoloğa götürdüklerini ve çocuğun kendileriyle yaşamaya başladığını anlatmıştır. Çocuğun tanıklık ifadesinde babasının silahla annesine saldırdığını, ardından kaçarak evden uzaklaştığını belirtmiştir.
Zanlı Şehmuz Ç. ise ifadesinde evliliklerinin güzel başladığını ancak eşinde değişiklikler olduğunu, olay günü boşanmak istediğini fakat tartışma esnasında eylemi gerçekleştirdiğini iddia etmiştir. Şehmuz Ç., pişmanlık duyduğunu ve teslim olma kararı aldığını belirtmiştir. İddianamede suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemesi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmiştir. Şüphelinin yargılanmasına 3 Nisan’da başlanacak.
Sonuç olarak, Meryem Ç.’nin hayatını kaybettiği olayda şüphelinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep edilmektedir. Aile içi şiddetin vahşi boyutlara ulaştığı bu olayda, adaletin yerine getirilmesi ve benzer olayların önlenmesi adına önemli bir dava süreci başlamıştır. Öte yandan, olayın tanıklarından olan küçük çocuğun yaşadığı travma da davanın önemli bir unsuru olarak dikkate alınmalıdır.
