Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) üyesi olan Mehmet İzmirlioğlu’nun eşi Merve İzmirlioğlu, başörtülü olduğu gerekçesiyle TSYD’nin yüzme havuzuna alınmaması üzerine TSYD Başkanı Oğuz Tongsir hakkında suç duyurusunda bulundu. Merve İzmirlioğlu, olayın yaşandığı 29 Ağustos’ta İstanbul Beşiktaş’taki TSYD’nin açık havuzunda ayrımcılık ve çağdışı uygulamalarla karşılaştıklarını belirtti. İzmirlioğlu, eğitimci ve anne olduğunu vurgulayarak, çocuklarıyla yaşadıkları bu ayrımcılığın kendilerini derinden etkilediğini dile getirdi.
Mehmet İzmirlioğlu ise olayın detaylarını aktararak, eşi ve çocuklarıyla TSYD’nin havuzuna gittiklerinde başörtülü oldukları için havuzdan yararlanamayacaklarını söyleyen bir görevlinin kendilerini kapalı havuza yönlendirdiğini belirtti. İzmirlioğlu’nun görevliye tepki göstermesi üzerine görevlinin bu kararın Başkan Oğuz Tongsir’e ait olduğunu ifade ettiği öğrenildi. Mehmet İzmirlioğlu, Oğuz Tongsir ile görüştüğünde Anayasa’da böyle bir yasa olmadığını ve gerici zihniyetin geçmişte kaldığını söylemesine rağmen Tongsir’in kendisine derneğin özerk olduğunu ve kurallarının geçerli olduğunu belirttiği bilgisi paylaşıldı.
Olayın ardından İstanbul Valiliği de konuyla ilgili soruşturma başlatılacağını duyurdu. Merve İzmirlioğlu ve Mehmet İzmirlioğlu’nun yaşadığı ayrımcılık hakkında basın mensuplarına açıklamalar yapması ve suç duyurusunda bulunması, Türkiye’de başörtüsüne yönelik ayrımcılık ve benzeri durumların kamuoyunda daha fazla dikkat çekmesine neden oldu. Merve İzmirlioğlu’nun temennisi, Türkiye’de bu gibi olaylarla karşılaşmamak ve başörtülü kadınların her alanda var olabilmesi yönünde oldu.
TSYD Başkanı Oğuz Tongsir’in başörtülü olduğu gerekçesiyle Merve İzmirlioğlu ve çocuklarının havuzdan uzaklaştırılması ve ayrımcılığa dayalı bir tutum sergilemesi tepki çekerken, yaşanan olayın insan hakları ve özgürlükler açısından incelenmesi gerektiği vurgulandı. Merve İzmirlioğlu ve Mehmet İzmirlioğlu’nun olayın detaylarını paylaşarak hukuk yollarına başvurmasıyla birlikte, benzer durumların tekrar yaşanmaması ve toplumsal farkındalığın artması için mücadele edildiği gözlemlendi. Türkiye’de laiklik ilkesinin ön planda olmasına rağmen, başörtülü kadınlara yönelik ayrımcılık ve dışlanma sorununun hala varlığını sürdürmesi durumu eleştirel bir şekilde değerlendirildi.