Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan ile imzalanacak barış anlaşmasında 13 madde üzerinde mutabakat sağlandığını duyurdu. Paşinyan, bu maddelerin imzalanması ve iki ülke arasında diplomatik ilişkinin başlaması teklifinde bulundu. İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Ermenistan’ın barış için hazırlandığı görülüyor. Müzakereler devam ederken Paşinyan, 9-11 Eylül tarihleri arasında Erivan’da gerçekleşen “Erivan Diyaloğu 2024” forumunda konuşma yaptı.
Başbakan Paşinyan, Güney Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın gerçekçi hale geldiğini belirterek, Azerbaycan ile imzalanacak barış anlaşması üzerinde büyük ölçüde mutabakat sağlandığını ve Ermenistan’ın bu anlaşmayı en kısa sürede imzalamaya hazır olduğunu açıkladı. Barış anlaşmasının metninde 13 madde üzerinde tam, 3 madde üzerinde kısmi anlaşma sağlandığını ifade eden Paşinyan, bu maddeler arasında müzakereleri ortak bir mekanizma üzerinden sürdürecek bir mekanizma oluşturulması da yer aldığını paylaştı.
Barış anlaşmasının imzalanması durumunda, Ermenistan Anayasası’ndaki ilgili maddeler gereği bu anlaşmanın geçerli olacağını vurgulayan Paşinyan, ayrıca sınır belirleme konusunda da olumlu gelişmeler olduğunu belirtti. “Barış Kavşağı” projesine de değinen Paşinyan, bu projenin hayata geçirilmesiyle bölgesel ulaştırma yollarının açılmasının öngörüldüğünü ve bu sayede demir yolu ulaşımının mümkün hale gelebileceğini ifade etti.
Paşinyan, Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında 9 Kasım 2020 tarihli üç taraflı bildiriye de atıfta bulundu. Bu bildirideki 9. maddeye göre Azerbaycan ve Nahçıvan arasındaki ulaşım yollarının “Barış Kavşağı” projesi çerçevesinde tekrar açılmasına hazır olduklarını ancak yolların güvenliğinin üçüncü güçler veya üçüncü ülkeler tarafından sağlanmasına karşı olduklarını belirtti. Paşinyan, bu yollardaki güvenliğin Ermenistan üzerinde olduğunu savundu.
Sonuç olarak, Paşinyan’ın açıklamaları, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecindeki gelişmeleri ve gelecek planlarını önemli ölçüde yansıtmaktadır. Her iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlaması ve bölgede istikrarın sağlanması için atılan adımlar, umut verici bir sürecin işaretlerini taşımaktadır. Bu sürecin her iki ülke ve bölge halkları için olumlu sonuçlar doğurması ve kalıcı barışın tesisi için adımların sürmesi temenni edilmektedir.
