Tatil dönemlerinde Esad Ailesi ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye yönetimini sert bir dille eleştirdi. Esad’a seslenerek “Ey Beşar Esad, Allah izin verirse bu katilin dünyada hesap vereceğini göreceğiz.” diyen Erdoğan, Esad’ı terörist olarak nitelendirdi ve devlet terörü uyguladığını ifade etti.
Ancak, Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerinin normalleşme süreciyle ilgili değişiklik yapabileceği sinyalleri vermesi dikkat çekici oldu. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile olası bir görüşme için “her an” davet gönderebileceklerini belirtti. Bu durum, Türkiye’nin Suriye ile 12 yıldır yaşanan gerilimlerin bir sonucu olarak hangi maliyetleri üstlendiğini de gündeme getirdi.
2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Suriye’de yarım milyona yakın insanın hayatını kaybettiği biliniyor. Ülkeyi terk eden milyonlarca insan sınır kapılarını aşarak Türkiye’ye sığındı ve resmi rakamlara göre 5 milyon Suriyeli Türkiye’de yaşamaya başladı. Erdoğan, Suriyeli sığınmacılara 40 milyar dolar harcandığını açıklarken, muhalefet ise Suriye ile bozulan ilişkilerin Türkiye’ye toplamda 250 milyar dolarlık bir fatura çıkardığını iddia etti. Bu tutarın 150 milyar dolarının ticaret kayıplarından, 50 milyar dolarının ise güvenlik harcamalarından kaynaklandığı belirtildi.
Türkiye, Suriye’nin iç savaşı nedeniyle uzun yıllardır çeşitli sıkıntılar yaşamaktadır ve bu durum ülkenin maddi ve manevi olarak büyük bir yükünü oluşturmaktadır. Türkiye’nin Suriye’ye olan faturasının kime kesileceği sorusu da önemli bir Gündem maddesi haline gelmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Suriye ile olan ilişkilerinin seyri ve yaşanan gelişmeler, ülkenin iç ve dış politikası açısından büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik tutumunda yaşanan değişiklikler, gelecekteki ilişkilerin nasıl şekilleneceğini de göstermektedir. Türkiye’nin Suriye politikaları, ülkenin uluslararası alandaki konumunu da etkileyecek önemli bir faktördür.