Bir polis olan Mark Johnson’ın geçmişi, görev yaptığı memleketinde dikkat çekici oldu. Mark Johnson, görev yaptığı bölgede bir dizi cinayet vakasının arkasında olduğu iddiaları ile karşı karşıya kaldı. Hem meslektaşlarının hem de halkın şaşkınlığına neden olan bu iddialar, detayları ortaya çıktıkça daha da çarpıcı bir hal aldı.
Mark Johnson’ın cinayet vakalarıyla ilişkisi, uzun yıllar öncesine dayanıyordu. Genç bir polisken, görev yaptığı bölgede işlenen bir dizi cinayeti çözmek için çalışan Mark Johnson, aslında katilin kendisi olduğu ortaya çıktığında herkes şok oldu. Yapılan soruşturma sonucunda Johnson’ın cinayetleri işlediği kanıtlanınca, hapse gönderilmiş ve bir daha kimse tarafından hatırlanmayacak bir polis olarak adlandırılmıştı.
Ancak, yıllar sonra serbest bırakılan Mark Johnson, tekrar görevine döndüğünde kendini özgür hissediyordu. Ancak cinayet vakalarının yeniden başlamasıyla birlikte, Johnson’ın adı tekrar suçlu olarak anılmaya başlandı. Hem görev arkadaşları hem de şehrin sakinleri, bu kez Mark Johnson’ın gerçekten masum olup olmadığını sorgulamaya başladılar.
Mark Johnson’ın katil olduğu iddiaları, delillerle desteklenmeye başladıkça, polis teşkilatı da Johnson’ı sorgulamaya başladı. Ancak Johnson, suçsuz olduğunu iddia ederek sert bir şekilde karşı koydu. Şehirdeki son cinayet vakalarının Mark Johnson ile bağlantılı olduğu kanıtlandığında, polis teşkilatı da Johnson’ı tutuklamaktan başka çare bulamadı. Johnson’ın kirli geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan polis teşkilatı, artık adaletin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Sonunda, Mark Johnson adli kurallara göre yargılanarak mahkum edildi ve cezasını çekmeye başladı. Ancak şehirdeki eski polis, halk arasında bir efsaneye dönüşmüştü. Johnson’ın kirli geçmişi, polis teşkilatının itibarını zedelediği gibi, halkın güvenini de sarsmıştı. Artık Johnson’ın adı, karanlık bir geçmişle özdeşleşmiş ve hafızalardan silinmeyecek bir şekilde akıllarda yer edinmişti.
