Trabzon, Ordu ve Giresun gibi Karadeniz’in önemli balıkçılık merkezlerinde yaşayan ve geçimini balıkçılıkla sağlayan balıkçılar için 1 Eylül önemli bir tarihti. Zira bu tarihle birlikte av yasağı kalkmış ve balıkçılar denize açılarak sezonun ilk palamut avına çıkmışlardı. Denize açılarak “Vira bismillah” diyen balıkçılar, ağlarına bol miktarda palamudu çekmenin sevincini yaşıyorlardı.
Denizden çıkarılan bol miktarda palamut, kilo fiyatının düşmesiyle halkın ilgisini çekmiş ve palamut tezgahlardaki yerini almıştı. Kıymetli bir balık olan palamut, uygun fiyatıyla halkın rağbet ettiği bir ürün haline gelmişti. Balıkçılar, ağlarını çekip bol miktarda palamut yakaladıkça, bu bereketi halkla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorlardı.
Palamut avının bereketli geçmesi, hem balıkçıları hem de halkı sevindirmişti. Denizden çıkarılan taze palamutların tezgahlarda yerini almasıyla birlikte insanlar, bu lezzetli balığı sofralarına taşımaktan mutluluk duyuyorlardı. Kilo fiyatının düşmesiyle palamut, her kesimden insanın rahatlıkla satın alabileceği bir ürün haline gelmişti.
Trabzon, Ordu ve Giresun gibi Karadeniz şehirlerinde balıkçılık, hem geçim kaynağı hem de kültürel bir miras olarak önemli bir yere sahipti. Balık avı sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılar, denizin bereketini yaşayarak geçimlerini sağlamanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Palamut avının bol olması, hem balıkçıları hem de halkı sevindirmiş ve bu lezzetli balığın sofralara girmesini sağlamıştı.
Palamut avının bereketli geçmesi, hem balıkçılar için hem de halk için sevindirici bir gelişmeydi. Denizden çıkarılan taze ve lezzetli palamutlar, uygun fiyatlarıyla halkın beğenisini kazanmıştı. Balık sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılar, bol miktarda palamut yakalamanın verdiği mutlulukla denizden dönüyor ve bu lezzetli balığı halkla buluşturmanın hazzını yaşıyorlardı.