1. Haberler
  2. Siyaset Haberleri
  3. web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, siyaset kulislerinde dalgalanan “Yeni çözüm süreci mi başlıyor?” tartışmalarına ilişkin olarak kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan ve Özel görüşmesinden sonra başlayan siyasette ‘yumuşama’ ve ‘normalleşme’ sürecinin ardından Bahçeli’nin tokalaştığı DEM Partililere “el uzatarak” barış, kardeşlik ve Türkiyelileşme üzerine yaptığı çağrılarla alevlenen gündeme değinen Uçum, “Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez” dedi.  Uçum, “DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek?” diye sordu.  Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç cephe” vurgusu yapması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulunarak, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla başlayan “yeni çözüm süreci”ne ilişkin tartışmalar sürüyor. Bahçeli’nin “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir” açıklaması gündeme oturdu.  Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV’den Eren Eğilmez’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Uçum’un konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle: Külliye’den ‘erken seçim’ ve ‘anayasa’ açıklaması: Cumhurbaşkanı neden hizmet imkânını kısıtlasın? 50+1 kuralıyla oynanmamalı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’dan İnfaz Yasası açıklaması: Devlet yaptırım ve cezalandırma tekeline sahiptir; ben de cezaevi yatmış insanım, bilirim “Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum” Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail’e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail’le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk’ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye’nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye’nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bahçeli, Yeni Yasama Yılı’nn ilk gününde Genel Kurul salonundaki DEM Partililerin yanına giderek tokalaştı “Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz” Sayın Bahçeli’nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye’ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yumuşama’, sayın Özel ‘normalleşme’ dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM’in de geçmişte HADEP’in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli’nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, ‘bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan’dır’ diye. Bunu herkes biliyor. PKK’nın bu açıklamasına karşı sadece DEM’in dışındakiler mi tavır alacak? DEM’in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. “Müzakere söz konusu olamaz, devlet kiminle müzakere edecek?” Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye’de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye’nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez. “Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum ” Türkiye’ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye’yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi. Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum.” Ne olmuştu? İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı Gazze operasyonunun ardından Lübnan’a yönelik kara harekatına girişmesi, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Erdoğan: İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, İsrail – Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir” dedi. “İç cephe” vurgusu Erdoğan, aynı konuşmasında, “iç cephe” vurgusu yaparak, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bahçeli’den DEM Parti ile tokalaşma Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” açıklamasında bulundu. DEM Parti’den açıklama DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli’nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, “Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor” şeklinde değerlendirdi. 

web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, siyaset kulislerinde dalgalanan “Yeni çözüm süreci mi başlıyor?” tartışmalarına ilişkin olarak kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan ve Özel görüşmesinden sonra başlayan siyasette ‘yumuşama’ ve ‘normalleşme’ sürecinin ardından Bahçeli’nin tokalaştığı DEM Partililere “el uzatarak” barış, kardeşlik ve Türkiyelileşme üzerine yaptığı çağrılarla alevlenen gündeme değinen Uçum, “Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez” dedi.  Uçum, “DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek?” diye sordu.  Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç cephe” vurgusu yapması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulunarak, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla başlayan “yeni çözüm süreci”ne ilişkin tartışmalar sürüyor. Bahçeli’nin “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir” açıklaması gündeme oturdu.  Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV’den Eren Eğilmez’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Uçum’un konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle: Külliye’den ‘erken seçim’ ve ‘anayasa’ açıklaması: Cumhurbaşkanı neden hizmet imkânını kısıtlasın? 50+1 kuralıyla oynanmamalı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’dan İnfaz Yasası açıklaması: Devlet yaptırım ve cezalandırma tekeline sahiptir; ben de cezaevi yatmış insanım, bilirim “Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum” Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail’e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail’le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk’ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye’nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye’nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bahçeli, Yeni Yasama Yılı’nn ilk gününde Genel Kurul salonundaki DEM Partililerin yanına giderek tokalaştı “Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz” Sayın Bahçeli’nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye’ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yumuşama’, sayın Özel ‘normalleşme’ dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM’in de geçmişte HADEP’in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli’nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, ‘bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan’dır’ diye. Bunu herkes biliyor. PKK’nın bu açıklamasına karşı sadece DEM’in dışındakiler mi tavır alacak? DEM’in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. “Müzakere söz konusu olamaz, devlet kiminle müzakere edecek?” Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye’de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye’nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez. “Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum ” Türkiye’ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye’yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi. Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum.” Ne olmuştu? İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı Gazze operasyonunun ardından Lübnan’a yönelik kara harekatına girişmesi, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Erdoğan: İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, İsrail – Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir” dedi. “İç cephe” vurgusu Erdoğan, aynı konuşmasında, “iç cephe” vurgusu yaparak, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bahçeli’den DEM Parti ile tokalaşma Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” açıklamasında bulundu. DEM Parti’den açıklama DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli’nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, “Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor” şeklinde değerlendirdi. 

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu yazıyı bir haber muhabiri gözü ile yeniden yaz. Sayıları isimleri ünvanları değiştirme olaylar haricinde eklemeler yapma. Verilen bilgiler çok önemli olası değişebilecek yerleri değiştir. Tırnak içinde olan yerleri olduğu gibi aktar değiştirme. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, siyaset kulislerinde dalgalanan “Yeni çözüm süreci mi başlıyor?” tartışmalarına ilişkin olarak kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan ve Özel görüşmesinden sonra başlayan siyasette ‘yumuşama’ ve ‘normalleşme’ sürecinin ardından Bahçeli’nin tokalaştığı DEM Partililere “el uzatarak” barış, kardeşlik ve Türkiyelileşme üzerine yaptığı çağrılarla alevlenen gündeme değinen Uçum, “Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez” dedi.  Uçum, “DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek?” diye sordu.  Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç cephe” vurgusu yapması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulunarak, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla başlayan “yeni çözüm süreci”ne ilişkin tartışmalar sürüyor. Bahçeli’nin “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir” açıklaması gündeme oturdu.  Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV’den Eren Eğilmez’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Uçum’un konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle: Külliye’den ‘erken seçim’ ve ‘anayasa’ açıklaması: Cumhurbaşkanı neden hizmet imkânını kısıtlasın? 50+1 kuralıyla oynanmamalı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’dan İnfaz Yasası açıklaması: Devlet yaptırım ve cezalandırma tekeline sahiptir; ben de cezaevi yatmış insanım, bilirim “Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum” Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail’e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail’le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk’ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye’nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye’nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bahçeli, Yeni Yasama Yılı’nn ilk gününde Genel Kurul salonundaki DEM Partililerin yanına giderek tokalaştı “Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz” Sayın Bahçeli’nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye’ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yumuşama’, sayın Özel ‘normalleşme’ dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM’in de geçmişte HADEP’in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli’nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, ‘bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan’dır’ diye. Bunu herkes biliyor. PKK’nın bu açıklamasına karşı sadece DEM’in dışındakiler mi tavır alacak? DEM’in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. “Müzakere söz konusu olamaz, devlet kiminle müzakere edecek?” Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye’de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye’nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez. “Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum ” Türkiye’ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye’yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi. Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum.” Ne olmuştu? İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı Gazze operasyonunun ardından Lübnan’a yönelik kara harekatına girişmesi, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Erdoğan: İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, İsrail – Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir” dedi. “İç cephe” vurgusu Erdoğan, aynı konuşmasında, “iç cephe” vurgusu yaparak, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bahçeli’den DEM Parti ile tokalaşma Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” açıklamasında bulundu. DEM Parti’den açıklama DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli’nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, “Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor” şeklinde değerlendirdi. 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
web sitesinde haber muhabirisin bu içeriğe göre dikkat çekici başlık yazar mısın Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, siyaset kulislerinde dalgalanan “Yeni çözüm süreci mi başlıyor?” tartışmalarına ilişkin olarak kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan ve Özel görüşmesinden sonra başlayan siyasette ‘yumuşama’ ve ‘normalleşme’ sürecinin ardından Bahçeli’nin tokalaştığı DEM Partililere “el uzatarak” barış, kardeşlik ve Türkiyelileşme üzerine yaptığı çağrılarla alevlenen gündeme değinen Uçum, “Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez” dedi.  Uçum, “DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek?” diye sordu.  Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç cephe” vurgusu yapması, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulunarak, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla başlayan “yeni çözüm süreci”ne ilişkin tartışmalar sürüyor. Bahçeli’nin “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir” açıklaması gündeme oturdu.  Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Habertürk TV’den Eren Eğilmez’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Uçum’un konuya ilişkin olarak yaptığı açıklama şöyle: Külliye’den ‘erken seçim’ ve ‘anayasa’ açıklaması: Cumhurbaşkanı neden hizmet imkânını kısıtlasın? 50+1 kuralıyla oynanmamalı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum’dan İnfaz Yasası açıklaması: Devlet yaptırım ve cezalandırma tekeline sahiptir; ben de cezaevi yatmış insanım, bilirim “Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum” Çözüm sürecinin gündemde olduğunu düşünmüyorum. İsrail’e ilişkin tehdit Cumhurbaşkanı tarafından dile getirildi. Bazı konular devletin genel işleyişiyle ilgilidir. Aktüel işleyişle genel işleyişi karıştırmamak lazım. İsrail’le ilgili tehdit, devletin bütün kurumlarının çalıştığı bir tehdittir. Devlet bir perspektif olarak bu tehdidi ortaya koyuyorsa bu tehdidin detaylarını anlamak gerekir. Kapalı oturum yapıldı. Sonra açıklama yapıldı, bilinen şeyler anlatıldı diye. Cumhuriyetin kuruluşunda Atatürk’ün bazı yaklaşımlarını diyelim ki, siyasi ajanda üzerinden değerlendiren bir sürü muhalifler de olmuştur. Aktüel siyaset bunları tartışabilir. Bizim bugün en önemli ihtiyacımız Türkiye’nin bağımsızlığını, üniter yapısını, siyasi birliğini korumaktır. Bunlara beka diyoruz. Beka bu kurumların varlığını sürdürmesidir. Bunlara yönelik tehdit risk varsa Türkiye’nin bütün aktörlerinin, kurumlarının bu konuya ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bahçeli, Yeni Yasama Yılı’nn ilk gününde Genel Kurul salonundaki DEM Partililerin yanına giderek tokalaştı “Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz” Sayın Bahçeli’nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye’ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yumuşama’, sayın Özel ‘normalleşme’ dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek. TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM’in de geçmişte HADEP’in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli’nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, ‘bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan’dır’ diye. Bunu herkes biliyor. PKK’nın bu açıklamasına karşı sadece DEM’in dışındakiler mi tavır alacak? DEM’in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM’i kurtarma ve Meclis’ten tasfiye etme meselesidir. Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. “Müzakere söz konusu olamaz, devlet kiminle müzakere edecek?” Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye’de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM’in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere söz konusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye’nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez. “Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum ” Türkiye’ye yönelik terör ve şiddeti bitirmeye yönelik bir süreçti. Orada Türkiye ciddi ihanetle karşılaştı. Bunların yaptığı demokratik özerklik ilanları, hendek kalkışmaları o perspektifin dışında konulardı. O iş de bitti. Gelecek kuşaklara Türkiye’yi bölünmüş bir nesil olarak miras bırakılamaz. Türkiye bunun altından kalkamaz. Ayağa kalkma meselesi devletin bütünlüğüne sahip çıkma meselesi. Sayın Özel’in bu konuda yaptığı açıklamaya saygı duyuyorum.” Ne olmuştu? İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı Gazze operasyonunun ardından Lübnan’a yönelik kara harekatına girişmesi, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Erdoğan: İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, İsrail – Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir” dedi. “İç cephe” vurgusu Erdoğan, aynı konuşmasında, “iç cephe” vurgusu yaparak, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bahçeli’den DEM Parti ile tokalaşma Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti’li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, “Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım” diyerek, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” açıklamasında bulundu. DEM Parti’den açıklama DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli’nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, “Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor” şeklinde değerlendirdi. 
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin