TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yaptığı konuşma, anayasanın 3’üncü maddesinin değişebileceği sinyalini vermesiyle geniş yankı uyandırdı. Kurtulmuş, devletin milletin işlerini iyi yönetmek için vardığı vurgulayarak, Anayasadaki ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ ifadesinin değiştirilmesi gerektiğini savundu. Bu sözler sosyal medyada tartışmalara neden olurken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise tepkisini dile getirdi. Özel, Tayyip Bey’in HÜDAPAR’a çekincelerini belirtemediğini, Bahçeli’nin bu konuda sessiz kaldığını, ancak Numan Bey’in bu ifadeleriyle HÜDAPAR’a alan tanıyarak eleştirdi.
Özgür Özel’in açıklamalarında, devletin milletiyle ve ülkesiyle bölünmez bir bütün olduğu ifadesinin yanlış olduğunu vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin devletiyle, milletiyle, ülkesiyle bölünmez bir yapı olduğunu belirtti. Özel, Platon’un devletin zorunlu bir oluşum olduğunu vurgulan, milletin ise ayrı bir kutsallığı bulunduğunu aktardı. Kendine has üslubuyla, Türkiye’nin farklı kimlikleriyle bir arada olduğunu vurgulayan Özel, Türkiye’nin vatandaşları olarak hep birlikte olduklarını ifade etti. Özel, herhangi bir kesimin veya kişinin anayasaya müdahale etmeye kalkışması halinde gereken cevabın verileceğini belirtti.
Numan Kurtulmuş’un Anayasa maddeleri üzerinde tartışma başlatmasıyla, siyasi arenada yeni bir gündem oluştu. Kurtulmuş’un ifadeleri, bölge ve ulusların tartışmalarını yeniden alevlendirmiş görünüyor. Anayasanın 3’üncü maddesinin değişip değişmeyeceği konusundaki bu tartışmalar, önümüzdeki günlerde daha fazla gündemde olabilir. Özel’in haklı veya haksız eleştirileri, siyasi partiler arasındaki gerilimi artırabilirken, bu süreçte halkın da nabzının yükseldiği görülüyor.
Bu sürecin sonucunda, Anayasa’nın hangi maddelerinin değişebileceği veya değiştirilmesinin ne anlama geleceği önemli bir tartışma konusu olacak gibi duruyor. Siyasi liderlerin, herhangi bir şekilde anayasal düzenlemelere dokunulması halinde nasıl bir tavır sergileyecekleri merak konusu. Türkiye’nin toplumsal yapısının ve demokratik değerlerinin korunması açısından, siyasi aktörlerin ve toplumun nasıl bir yol izleyeceği büyük önem taşıyor. Bu konudaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekiyor.