KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’ den gelen gazetecilerle KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda bir araya geldi. Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ile bir araya geldiği yemeğe ilişkin, “Biz istediğimizi aldık diye düşünüyorum. Bizim buluşmayız, görüşmeyiz diye bir derdimiz yok. Bunu gösterdik. Diyalogdan kaçan taraf gibi gösterilmemize izin vermedik. O (GKRY lideri Nikos Hristodulidis) ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ dedi, ben ‘İki devletli çözüm’ dedim. BM Genel Sekreteri Guterres de ‘İki halkın arasındaki güven arttırıcı unsurlara çalışalım’ dedi” ifadelerini kullandı.
Tatar, aralarında ANKA Haber Ajansı’nın da bulunduğu Türkiye’den gazetecilerle bir araya geldi ve Kıbrıs meselesi, New York’taki yemek ve iç siyasete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tatar, New York’ta GKRY Lideri Hristodulidis ve BM Genel Sekreteri Guterres ile bir araya geldikleri yemeğe ilişkin şunları kaydetti: “Biz istediğimizi aldık diye düşünüyorum. Bizim buluşmayız, görüşmeyiz diye bir derdimiz yok. Bunu gösterdik. Diyalogdan kaçan taraf gibi gösterilmemize izin vermedik. Rumların çabalarının aksine resmi müzakerelere mevcut şartlarda girmeyeceğimizi söyledik. Resmi müzakere süreci olacaksa bizim egemen eşitliğimizi kabul etmeliler önce. O (Hristodulidis) ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ dedi, ben ‘İki devletli çözüm’ dedim. BM Genel Sekreteri Gutierres de ‘İki halkın arasındaki güven arttırıcı unsurlara çalışalım’ dedi. Ben; ‘Halkımız 1964’ten beri dışlanmışlık, izolasyon altındadır. 1974’ten beri kabul etseler de öncesi var. Şimdi de bizim ekonomimizle uğraşıyorlar, biz burayı kalkındırmayalım diye. Öğrenciler de gelmesin diye üniversitelerimizi hedef alıyorlar. Burada emlak işi yapanları tutukluyorlar, korkutuyorlar. Turizm işi yapanları tehdit ediyorlar. Bütün bu KKTC’yi aşağılayan, bizim üzerimizdeki baskıları ve tecridi arttıran işlerden vazgeçmeden neyin güvenini arttıracağız’ dedim.”
Tatar, Hristodulidis’in bahsettiği güven arttırıcı önlemlere ilişkin, “Bir uzlaşma komisyonu kurulsun diyorlar, tarihi bir perspektifte çalışacak. Kim kimi suçlayacak? Biz öyle bir komisyona güvenemeyiz. 1974 öncesinde kendi darbe günlerinde birbirlerini öldürdüler. Şimdi onlar kayıp diye öldürdüklerini de bize, Türk askerine fatura etmeye çalışıyorlar. Oysa Rumlar kendi aralarında birbirlerini öldürdüler” ifadelerini kullandı.
KKTC’nin hafızasında müzakere sistemi ile olumsuz anılar olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Rumların derdi resmi müzakere masası kurulması. Ama o masa kurulduğu anda bizi istedikleri bir yere sürüklüyorlar. O masalar kaç kere kuruldu. 50 yıldır netice alınamadı. Her zaman Rumlar herhangi bir anlaşma zemini oluştuğunda onu bozuyorlar. Rum AB içerisindeki veto hakkını kullanıyor, Yunanistan’ın lobileriyle bir araya geliyorlar, masayı bitiriyorlar. Eski Rum Dışişleri Bakanları’ndan (Nikos) Rolandis’in bir sözü var, ’15 ayrı BM planına hayır demeyi başardık’ diye. Politikaları bu uzlaşmazlık aslında” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının müzakerelerde Türkiye’yi süreçten çıkarmak için her yolu denediğini kaydederek, “‘Biz anlaşınca siz de AB üyesi olacaksınız. Türkiye’nin de garantörlüğü bitecek’ gibi bir şey söyledi. Zaten AB üyesi olarak üstenci davranıyor. ‘Ben onay verdiğim için Hakan Fidan AB toplantısına katılabildi’ dedi. İşte yemek öncesi İngiltere’ye gidiyor. Şu anda tüm AB Liderleri ile birlikte aynı masada. AB’nin yaptığı yanlışın sonucu böyle bir ortam var. Rumların kollarını biraz kıvırmazsanız uzlaşıya gelmezler” şeklinde konuştu.
Sınır kapılarının açılması için bir araya gelmeyi kabul ettiklerini söyleyen Tatar, “Kapılarda mutabık kalındı. Metehan Kapısı’nda trafik sıkışıyor. Özellikle yapıyorlar çünkü hayrını görmesinler diye. Bizim tarafı genişlettik. ‘AB desteğiyle Metehan’ın kapısını yolunu genişleteceğim’ dedi, umarım sözünde durur” şeklinde konuştu.
KKTC olarak Haspolat Kapısı’nı açarak ticari araç trafiğini rahatlatmak istediklerini kaydeden Tatar, “Onlar da karşılığında Erenköy’de ısrar ediyor, Yeşilırmak’ın diğer tarafında. Askeri ve güvenlik açısından kabul edemeyeceğimiz bir öneri bu. ‘Alternatifler sunsunlar’ dedim. İyi niyetli olursa, mahsurlu olmayan öneriler gelirse karşılıklı başka kapıları da konuşuruz” dedi.
İngiltere’nin süreçteki rolüne ilişkin soruya Tatar, “Biz İngiltere’yi biraz farklı görüyoruz. İngilizlerin Güney Kıbrıs’taki üsleri nedeniyle Rumlara yakınlığı var. Biz masa daha dengeli olsun istiyoruz. Bir formül bulunacak diye değerlendiriyorum” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, muhalefetten gelen eleştirilere ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu: “Daha önce de federasyon teziyle masaya oturanlar oldu. Mehmet Ali Talat ‘3 ayda çözerim’ dedi. Mustafa Akıncı ‘3 ayda çözerim’ dedi. Ne olduğunu gördük. Tufan (Erhürman) cumhurbaşkanı olmak için söylüyor. Onlar siyasi eşitlik diyor, egemenlik demiyor. Adamlar seni asli unsur kabul etmiyor, azınlık diyor. Bizi maalesef içten bölüyorlar. Biz tek yürek olmalıyız. Tufan gidiyor, ‘Tatar Türkiye’nin adamıdır’ diye arkamdan iş çeviriyor. ‘İlk seçimde ben seçileceğim, onun söylediklerinin çok da anlamı yok’ diyor. Bu ihanettir. Ben seçilmiş Cumhurbaşkanıyım. Halkın seçtiği adamım. Ama benim için ‘Kıbrıs Türkü’nü temsil etmez’ demek ihanettir” şeklinde konuştu.