Malatya’da dün meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından bugün Sivas’ta da sarsıntılar yaşandı. Sivas’ta 4.7 ve 4.1 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Sivas’taki depremlerle ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu. Görür, Sivas’ın doğusunda gerçekleşen bu depremlerin Merkezi Anadolu Fay Zonu içinde olduğunu belirtti. Bu fay zonunun oligosen dönemden beri aktif olduğunu ve sol yönlü doğrultu atımlı bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Ayrıca bu fay zonunun Erzincan’dan Mersin’e kadar uzandığını ve Kayseri üzerinden geçtiğini ifade etti.
Prof. Dr. Naci Görür, Sivas’ta meydana gelen depremlerin Ecemiş Fayı olarak da bilinen bir fay hattında gerçekleştiğini belirtti. Bu durumun, bölgenin genel deprem potansiyelini artırabileceğine dikkat çekti. Ayrıca bu fay hattının büyük depremlere neden olabileceğini ve ciddi bir risk oluşturabileceğini vurguladı.
Sivas gibi önemli bir şehirde meydana gelen bu depremler, bölgenin deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmesine neden oldu. Görür, bölge halkını deprem konusunda duyarlı olmaya ve gerekli önlemleri almaya çağırdı. Depremlerin önlenemeyen doğal afetler olduğunu ancak alınacak önlemlerle riskin minimize edilebileceğini söyledi. Ayrıca depremlerin etkilerinin azaltılması için binaların güçlendirilmesi ve acil durum planlarının hazırlanması gerektiğini belirtti.
Sivas ve çevresinde yaşanan bu depremler, ülkemizin jeolojik yapı ve deprem riski açısından hassas olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu nedenle, yer bilimcilerin uyarılarını ciddiye almak ve gerekli tedbirleri zamanında almak hayati önem taşımaktadır. Depremlerin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu ancak bu gerçekle yaşamayı öğrenmek ve zararları minimize etmek mümkün olduğunu söyleyen Görür, toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, Sivas’ta meydana gelen depremlerin bölgenin genel deprem potansiyelini artırdığı ve ciddi bir risk oluşturduğu belirtildi. Bölge halkının deprem konusunda duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması gerektiği vurgulandı. Ayrıca depremlerin etkilerinin azaltılması için binaların güçlendirilmesi ve acil durum planlarının hazırlanması gerektiği önemle üzerinde duruldu. Jeolojik risklerin bilincinde olmak ve doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak herkesin sorumluluğundadır.
