İktidara gelişlerinden bu yana devletin en önemli fabrika tesisleri ve arazilerini özelleştirerek büyük miktarlarda para kazandıran iktidarın, sadece özelleştirme işlemleri için yüz milyarlarca lira harcadığı ortaya çıktı. Resmi verilere göre, şimdiye kadar gerçekleştirilen tüm özelleştirmelerden 71.1 milyar dolar gelir elde edildi ancak sadece 50.7 milyar lirası Hazine’ye aktarılabildi. Geri kalan 20.4 milyar dolarlık gelir ise özelleştirme süreci için harcandı. Bu harcama miktarı, Türk Telekom, Tüpraş, Petkim, Erdemir ve TEKEL gibi dev şirketlerden elde edilen gelirleri aştığı için özelleştirmelerin gereksiz olduğunu gösterdi.
TBMM’ye sunulan 2025 yılı bütçe yasa teklifine göre, toplamda 277 kuruluş hisse satışı veya varlık satışı yoluyla özelleştirildi ve bu süreçten 150.9 milyar TL gelir elde edildi. Bu gelirin döviz karşılığı ise 71.1 milyar dolar olarak hesaplandı. Ancak, özelleştirmeler sırasında yapılan harcamalar, toplam gelirin önemli bir kısmını oluşturdu.
Özellikle işten çıkarılan işçilere ödenen tazminatlar ve kurumları özelleştirmeye hazırlamak için yapılan harcamalar, kamu mallarının satışından elde edilen gelirin büyük bir kısmını oluşturdu. Netice olarak, özelleştirme harcamaları sonrasında elde kalan miktar sadece 119.2 milyar TL olarak belirlendi. Bütçe belgelerinde, özelleştirmelerin toplum refahına olumlu katkı sağladığı iddia edildi.
Özelleştirmelerin sadece nakit gelir olarak görülüp eldeki varlıkların satılarak paraya çevrilmesi, birçok sektörde işsizlik ve göç sorunlarına yol açtı. Örneğin, şeker, et, süt, tütün ve tekstil fabrikalarının satışı, il ve bölgelerde ekonomik sıkıntılara sebep oldu. Özellikle, düşük değerde satılan 13 şeker fabrikasından elde edilen gelir, özelleştirme maliyetinin yanında oldukça düşük kaldı.
Sonuç olarak, iktidarın özelleştirme politikası, devletin elindeki değerli varlıkların ucuza satılmasına ve önemli kaynakların harcanmasına yol açtı. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal sorunlara neden oldu ve özelleştirmelerin aslında topluma fayda sağlamadığını gösterdi.
