Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden yüksek enflasyon sorunu, dar gelirlileri ve asgari ücretle çalışanları ekonomik olarak daha kırılgan hale getirmektedir. Bu konuda yaklaşık 120 ekonomist, asgari ücrete yapılması beklenen yüzde 25’lik zammın kaygı verici olduğunu belirtti. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin yanı sıra yurtdışı üniversiteleri ve kurumları temsil eden bu ekonomistler, ekonomi politikasını yönetenleri acilen harekete geçmeye çağırdı. Ayrıca, asgari ücret artışlarında enflasyon oranının dikkate alınması ve gelir dağılımının gözetilmesi gerektiği savunuldu.
Ekonomistlerin yayınladığı ortak bildiride, uygulanan para ve maliye politikalarının enflasyonla mücadele hedefi doğrultusunda şekillendirildiği belirtildi. Ancak 2024 yılı Temmuz ayında asgari ücret artışından kaçınılması ve 2025 yılı Ocak ayı için öngörülen artışın gerçekleşen enflasyon yerine beklenen enflasyon oranı baz alınarak belirlenmesi planının bilimsel ve sosyal açıdan kaygı verici olduğu ifade edildi. Metinde enflasyonla mücadelede toplumsal maliyetin adil bir şekilde dağıtılması gerektiği ve asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğu vurgulandı. Ayrıca gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağına da dikkat çekildi.
Açıklamayı imzalayan ekonomistler arasında bulunan isimler sıralandı ve bildiride yer alan konuların önemi vurgulandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın Washington’da yatırımcılarla gerçekleştirdiği görüşmelerde 2025 para politikasını şekillendirirken asgari ücret artışı boyutunu da değerlendireceklerine dair mesajlarına da değinildi. Bloomberg’e konuşan ve Karahan’ın yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olabileceği mesajını verdiği belirtildi. Ancak bu iddiaların daha sonra yanlış anlaşıldığı ve Merkez Bankasının asgari ücret üzerinde bir yetkisi ve etkisinin bulunmadığı belirtildi.
