Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer, görevinden alınmış ve yerine kayyım atanmıştır. Bu gelişmenin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi belediye meclis üyeleri, belediye binasına giriş yapmak için gittiğinde engellenmiştir. Yerel seçimlerin ardından bu tür müdahaleler, siyasi tansiyonun arttığı bir ortamda meydana gelmiştir.
Günlerdir devam eden bu durum, CHP’li partililerin belediye binası önünde yaptığı eylemlerle dikkat çekmektedir. Bugün de belediye binası abluka altına alınmış ve CHP üyeleri içeri girememiştir. Bu engelleme sonrasında, polis ile eylemci grup arasında gerginlik yaşanmıştır. Olayın yaşandığı bölgedeki kalabalık, polis engellemelerine rağmen protestolarına devam etmektedir.
CHP’li ÖZÇAĞDAŞ: SİZ AKP’NİN POLİSİ DEĞİLSİNİZ
CHP’liler, belediye binasının önünde bulundukları süre zarfında, abluka uygulamasının hukuki bir dayanağı olup olmadığını sorgulayarak yazılı emir talep etmiştir. Yasal bir gerekçe olmadan gerçekleşen polis engellemeleri, CHP üyeleri arasında tatlı bir gerilim yaratmış ve toplulukta heyecanı artırmıştır.
Belediye binası önünde toplanan kalabalık, “Halkın polisi olun” ve “Direne direne kazanacağız” gibi sloganlar atarak seslerini duyurmaya çalışmıştır. Söz konusu protestolar sırasında, CHP İstanbul Milletvekili olan Suat Özçağdaş, polislere hitaben sert sözler sarf etmiştir. Özçağdaş, olayın ciddiyetinin altını çizerek, “Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi kanunsuz işlemler yapan devlet görevlilerin karşısına vatandaş geçti!” şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Bu tür gelişmeler, Türkiye’deki siyasi iklimin gerginliğini artırmakta, muhalefetin bir araya gelerek itirazlarını dile getirdiği bir ortam yaratmaktadır. Özçağdaş’ın, “AKP’liler neden içeride? Siz AKP’nin polisi değilsiniz!” ifadeleri, duruma olan tepkisinin yanında, CHP’nin kendini savunma ve hak arama çabasını da simgelemektedir.
Siyasi partilerin birbirine karşıt duruşları, toplumda büyük bir kutuplaşma yaratmakta ve bu tür olaylar halkın siyasi algısını etkilemektedir. CHP’nin girişimleri, kayyım atanmasının ardından yaşanan krizin çözülmesi ve yerel demokrasinin yeniden işlemesi için atılan adımlar olarak değerlendirilmektedir. Diğer yandan, polis ve CHP’liler arasındaki gerginlik, hukukun uygulanması ve siyasi adalet konularında daha geniş tartışmalara yol açmaktadır.
Sonuç olarak, Esenyurt’taki bu gelişmeler, Türkiye’nin siyasi yapısındaki değişimlerin ve yerel yönetimlerin karşılaştığı sorunların bir mikrokozmosu gibi durmaktadır. Gelecekte benzer durumların yaşanıp yaşanmayacağı ve bu tür olayların muhalefetin siyasetini nasıl etkileyeceği ise merak konusu olmaya devam edecektir.