Kocaeli’nin Gebze ilçesinde, cezaevinden izinli olarak çıkan 33 yaşındaki Yakup Söğütçü’nün eşi Esma Söğütçü’yü uykusunda boğarak öldürmesi, yerel halkı derinden sarstı. Olay, Adem Yavuz Mahallesi’nde bulunan 2301 Sokak’taki 3 katlı bir binada meydana geldi. Söğütçü’nün, eşiyle 10 yıllık bir evliliği olduğu biliniyor.
Olayın sebebi henüz belirlenememişken, sabah saatlerinde evden gelen çığlık ve sesler komşuların dikkatini çekti. Durumu fark eden komşular, hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sağlık, polis ve diğer acil sevk ekipleri olay yerine hızla ulaştı. Ekiplerin yaptığı incelemeler sonucunda, Esma Söğütçü’nün hayatını kaybettiği belirlendi.
Olay yerine gelen polis ekipleri, Yakup Söğütçü’nün olayın ardından kayıplara karıştığını belirleyerek arama çalışmalarına başladı. Çok kısa bir süre içinde yapılan çalışmalarla, Yakup Söğütçü yakalanarak gözaltına alındı. Olayın şokunu atlatamayan komşular, cinayetin işlenmesinin ardından büyük bir korku ve belirsizlik yaşadıklarını dile getirdi.
Yakup Söğütçü’nün, ‘Uyuşturucu’ suçundan tutuklu bulunduğu cezaevinden yalnızca 3 gün önce izinli olarak çıktığı öğrenildi. Bu bilgi, olayın daha da çarpıcı bir boyut kazanmasına neden oldu. Esma Söğütçü’nün boş yere yaşamını yitirmesi, aile ve toplumda derin izler bırakırken, Yakup Söğütçü’nün neden böyle bir eyleme başvurduğu henüz yanıt bulabilmiş değil. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor ve Yakup Söğütçü’nün ifadesi merakla bekleniyor. Güvenlik güçleri, suçun arka planını anlamaya yönelik gerekli araştırmaları yürütmeye devam ediyor.
Yerel halk, yaşanan olayın ardından güvenlik endişeleri taşırken, olaya karışan kişinin kısa süre önce cezaevinden çıkması, dikkat çekici bir durum olarak kaydedildi. Çevrede yaşayanlar, cinayetlerin ve şiddet olaylarının meydana gelmesinden duydukları rahatsızlığı sıkça dile getirerek, yetkililerin bu tür durumlara daha duyarlı yaklaşması gerektiğini vurguladı. Olayın, adli süreçlerin yanı sıra toplumda görünür olan aile içi şiddet sorununu yeniden gündeme getirmesi bekleniyor.
Bu üzücü olay, benzer durumların yaşanmaması için toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanlar, aile içindeki çatışmaların daha sağlıklı bir dil kullanılarak çözülebileceğini ve bu tür travmatik olayların önüne geçmek adına psikolojik destek alınmasının önem taşıdığını belirtmektedir. Olayın ardından aile içi şiddet ve bu tür suçların önlenmesi konusunda daha etkin yasaların geliştirilmesi gerektiği düşüncesi de yaygın olarak dile getirilmektedir.
