HUZUR VE GÜVENLİ BİR İKLİM: Ülkemizin her köşesinde huzurlu, güvenli ve müreffeh bir atmosferin sağlanması amacıyla terörün ve bölücü örgütlerin karanlık izlerinin tamamen silinmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, grup toplantısında da ifade ettiğim gibi, Türkiye’nin geleceğinde ne terörizme ne de terör destekli siyasete yer vardır. Kandil’deki terör örgütlerinin yaydığı kan ve gözyaşı dolu bu tezgahı etkisiz hale getirmek için kararlıyız. Mücadelemiz, sadece güvenlik güçlerimize saldıran teröristlerle sınırlı kalmayıp, onları harekete geçiren güçlerle ve bu bela ile ülkemizi 40 yıldır tehdit edenlerle de yapılacaktır.
CESUR ADIMLAR ATACAĞIZ: Bölgedeki sınırların kan, bombalar ve siyasi suikastlarla yeniden çizim çabalarına karşı, devlet ve millet olarak eski yöntemlere geri dönmeyeceğimizi belirtiyorum. Küresel sistem Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük değişim dönemini yaşarken, gelişmeleri yalnızca tribünden izleme şansımız yok. Ya bu süreci cesur adımlarla kendi lehimize çevireceğiz ya da geleceğimizi tehdit eden sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacağız. Terör belasından ülkemizi kurtarma hedefimizi gerçekleştirmek için mevcut tüm olanakları kullanacağımıza inanıyoruz.
KAYYUM ATAMALARI: Hemen belirtmek isterim ki, dünyanın medeni ülkelerinde terör örgütlerine dayanan bir siyasi faaliyet asla kabul edilmez. Avrupa dahil, dünya genelinde bu tür bir tutum, siyasi partilerin kapatılması ve bu siyaseti yürütenler için hukuki takibe yol açar. Belirli belediyelerle ilgili yargı ve idare tarafından alınan önlemleri eleştirenler, maalesef Kandil’den yerel yönetimlere uzanan kirli ilişkileri görmezden gelmektedir. Milletimizin ödediği vergilerin yerel yönetimlere sağlanan yasal kaynaklar tarafından terör örgütlerine aktarılmasına asla müsaade edemeyiz. Örneğin, Esenyurt Belediye Başkanı’nın başka bir partinin mensubu olarak görünmesi bu gerçeği değiştirmemektedir.
ÖZEL’E ELEŞTİRİ: Ülkenin ikinci büyük partisinin durumunu daha da vahim bir biçimde değerlendirmek gerekir; bu parti, dümeni kırılmış bir gemi gibi sürekli bir yön arayışında. Genel Başkan, bir gün Ankara’da vatan, millet, bayrak ve Cumhuriyet temalı konuşmalar yaparken, ertesi gün Türkiye’yi tehdit edenlerle ve terör eylemlerini destekleyenlerle aynı ortamda bulunabiliyor. Bu durum, mevcut muhalefetin bir yansıması olarak, partinin ittifak ortaklarının rengini almasına neden oluyor. Siyaset dilindeki değişiklikler de bunun bir göstergesi. Bu dejenerasyona, parti içerisinden de itirazların yükseldiğine dair haberler almak da mümkün.
SENARYOLARI YIRTIP ATTIK: Ülkemizdeki bir kesim, Cumhuriyetimizin özüne ve kimliğine dönmesinden derin rahatsızlık duymaktadır. Bu durumdan etkilenen, ‘gardırop Atatürkçüleri’ ve son dönem sosyal medya Atatürkçüleri olarak tanımladığımız çevreler, imtiyazlarını kaybetmemek için her fırsatı istismara devam ediyorlar. Rahatsızlıklarını açıkça dile getirmek yerine, Türkiye’nin sembolleri arasında çatışma çıkarmaya çalışarak fitne üretmeye gayret ediyorlar. Örneğin, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Çankaya Köşkü’nün karşılaştırılması, FETÖ’cülerin saldırısına maruz kalan bir mekanla, Cumhuriyet’in anıt yapılarından birini karşı karşıya getirmekten başka bir şey değildir. Biz, her iki kuruma da hak ettiği değeri vermekteyiz ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Bugün, bu senaryoları yırtıp attığımız bir kabine toplantısını gerçekleştirdik ve bu toplantı, bizim kararlılığımızı simgelemektedir.