Gazze’ye yönelik saldırılar düzenleyerek binlerce masumu hedef alan İsrail’in, bölgedeki savaşını genişletmek amacıyla Lübnan ve İran’a da saldırdığı belirtiliyor. Bu durum, Siyonizmin kökeninde yatan ve ‘arz-ı mevud’ olarak bilinen ‘vadedilmiş topraklar’ iddialarının yeniden gündeme gelmesine yol açtı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu bağlamda, İsrail’in hedeflerinden birinin de Türkiye olduğuna dikkat çekmişti. Bunun üzerine, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den de önemli değerlendirmeler geldi.
Abdullah Gül, Türkiye’nin iç siyasi ve ekonomik durumunu da ele alarak Orta Doğu’daki bölgesel savaş ihtimallerine dair görüşlerini paylaştı. Gül, İsrail’in vadedilmiş topraklar iddialarını ‘mitolojik’ olarak nitelendirerek, bu tür iddiaların modasının geçtiğini dile getirdi. Gül, Al Majalla’ya yaptığı açıklamada, “İsrail, Türkiye’ye karşı düşmanca davranışlar sergilemeye cesaret edemez,” ifadesini kullandı ve bu durumun Türkiye’nin güçlü bir konumda olduğunun bir işareti olduğunu belirtti.
Gül’ün açıklamalarında, Türkiye’nin ekonomik durumuna dair eleştirileri de dikkat çekti. Ekonomi, insanların hayatındaki en önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Gül, son beş yılda Türkiye’nin ekonomik durumunun kötüleştiğini ve enflasyonun neredeyse %100 seviyelerine ulaştığını ifade etti. Bunun yanı sıra, Suriye’deki Türk askerlerinin geri çekilme sürecinin tartışılması gereken bir konu olduğunu ancak bu konuda karar verme sorumluluğunu taşımadığını belirtti.
Gül, Türkiye’deki Kürt halkı ile PKK’yı birbirinden ayırmak gerektiğini vurguladığı açıklamasında, “Kürtlere temel haklar tanınmalı,” dedi. Ayrıca, mültecilerin hangi ülkeye giderlerse gitsinler kendilerini evlerinde hissetmediklerini belirterek, vatanlarını, evlerini ve tarlalarını özlediklerini ifade etti. Mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönebilmeleri gerektiğini underlined.
Hukukun üstünlüğü konusuna da değinen Gül, 2014 yılına kadar bu alanda önemli ilerlemeler kaydettiklerini ancak o tarihten sonra çeşitli sebeplerden ötürü bir gerileme yaşandığını kaydetti. Bu sorunların etkili bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme önerisini desteklediğini ifade etti. Ayrıca, Arap Baharı’nın bir hayal kırıklığı olmadığını, ancak durumun geldiği noktadan üzüntü duyduğunu belirterek, “Arap halklarının ekonomik ve sosyal anlamda daha iyi bir yaşam umudu vardı ve bu umutların gerçekleşmesi adına hükümetlerin hesap vermesi gerekiyordu,” açıklamasında bulundu.
Bu bağlamda, Abdullah Gül’ün açıklamaları, Orta Doğu’da süregeldikçe derinleşen çatışmalar ve Türkiye’nin bu konudaki durumu hakkında önemli bir perspektif sunuyor.