Bakan Kurum, sosyal medya hesabı üzerinden önemli bir duyuru yaptı. Avustralya İklim Değişikliği ve Enerji Bakanı Sayın Chris Bowen ve beraberindeki heyetle Bakanlıkta bir araya geldiklerini belirtti. Bakan Kurum, Türkiye’nin COP31 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) etkinliğine ev sahipliği yapma konusundaki kararlılığını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin lojistik açıdan bu organizasyona hazırlanmış olduğunu ifade etti. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü kurma potansiyelinin de altını çizdi.
Bakan Kurum, yazılı açıklamasında, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki konumuna da değinerek, “Türkiye olarak iklim değişikliği ile mücadelede yeşil dönüşüm noktasında önemli bir tecrübe ve birikime sahibiz” dedi. Bu sözleriyle ülkenin iklim alanındaki güçlü vizyonunu da gözler önüne serdi. COP31 Başkanlığı sürecinde Avustralya ve WEOG (Batı Avrupa ve Diğer Gelişmiş Ülkeler Grubu) ülkeleri ile iş birliği yapmayı umduğunu dile getirdi.
Ayrıca, Bakan Kurum, ziyarete gelen Avustralyalı heyete ve mevkidaşı Bowen’e teşekkür etti. Bu tür uluslararası iş birliklerinin, iklim değişikliği ile mücadelede önem taşıdığına dikkat çekti. Türkiye’nin iklim politikalarındaki atılımları, uluslararası düzeyde daha fazla destek ve iş birliği gerektirdiğini vurguladı. Özellikle COP31 gibi önemli bir konferansa ev sahipliği yapmanın Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Bu ziyaret, Türkiye ve Avustralya arasındaki iklim değişikliği konusundaki iş birliğini güçlendirmek adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin COP31 sürecini başarıyla yürütmesi, hem ulusal hem de uluslararası ölçekte iklim politikalarını pekiştirmek için kritik bir fırsat sunuyor. Bakanlık, uluslararası camiada daha fazla söz sahibi olmak ve etkili bir iklim mücadelesi yürütmek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmeyi sürdürüyor. Bu çerçevede, Avustralya ile gerçekleştirilecek iş birliklerinin önemi ortaya çıkıyor.
Gelecekte, bu tür ziyaretlerin ve iş birliklerinin artması, iklim değişikliği ile mücadeledeki çabaların global ölçeğe taşınmasında geçerli bir yol haritası oluşturabilir. Türkiye’nin iklim politikaları ve COP31 süreci, dünya genelinde iklim eylemlerini desteklemek ve iklim değişikliğinin etkilerini minimize etmek adına büyük fırsatlar barındırıyor. Bakan Kurum’un yaptığı açıklama, Türkiye’nin bu bağlamda uluslararası arenada ne denli aktif bir rol oynamak istediğinin bir göstergesi oldu.
Sonuç olarak, Bakan Kurum’un açıklamaları, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde güçlü bir vizyon ve deneyime sahip olduğunu tekrar ortaya koydu. Bu bağlamda, daha fazla iş birliği ve iletişimin, iklim değişikliği problemini daha kolektif bir şekilde ele almak adına gerekli olduğu anlaşıldı. Bu tür girişimler, well-being (refah) ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar sağlayacak.