“`html
Diyarbakır’da, Kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cesedi, kaybolduktan 19 gün sonra köyün yakınlarındaki bir dere yatağında bulundu. Narin’in kaybolması sonrası yapılan ihbar üzerine jandarma, köyde geniş çaplı arama faaliyetleri başlattı. Bu aramalar sırasında, Narin’in evinin ahırında yaklaşık 400 adet AK-47 kalaşnikof marka uzun namlulu tüfek mühimmatı ele geçirildi. Mühimmatlar, fındık kreması kutuları ve salça kovası içerisinde saklanmış olarak bulundu. Bu durum, aile bireyleri hakkında 6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet suçundan ayrı bir soruşturma başlatılmasına neden oldu. Elde edilen mühimmatlara jandarma tarafından el konulduğu kaydedildi.
NARİNİ ARARKEN SİLAH MÜHİMMATI BULUNDULAR
Arama faaliyetleri, Narin’in ailesinin yaşadığı evin çevresindeki ahır ve ek alanlarda yoğunlaştı. Jandarma komando timlerinin yürüttüğü bu aramalar, ahırda gizlenmiş mühimmatın bulunmasıyla sonuçlandı. Fotoğraflar aracılığıyla, mermilerin paslanmasını önlemek amacıyla bir havluya sarıldığı ve mühimmatın bozulmaması için çeşitli konteynerlerde gizlendiği görünmektedir. Mühimmatların fındık kreması kutularında, şeffaf plastik salça kovalarında ve beyaz un çuvallarında saklandığı tespit edilmiştir. Bulunan mühimmatlara el konulmuş; ayrıca bu mühimmatların kaçak olduğu anlaşılmıştır, bu nedenle aile bireylerine yönelik 6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet nedeniyle soruşturma açıldığı öğrenilmiştir.
NEREYİ İŞARET ETTİLERSE JANDARMA ORAYI ARADI
Köyde, Narin’in kaybolmasının ardından jandarmanın dikkatini farklı yönlere çekmek amacıyla, aile üyeleri Narin’in farklı noktalarda görüldüğü yönünde asılsız beyanlarda bulunmuştur. Bu nedenle jandarma, aile bireylerinin tarif ettiği bu yerlerde yoğun delil arama çalışmaları gerçekleştirmiştir. Yapılan araştırmalar sırasında, Narin’in tarlada, ahır çevresinde ve tarla sulama hortumlarının bulunduğu alanlarda görüldüğüne dair ihbarlar alınmıştır. Bu çerçevede, jandarma ekipleri köyde uzun süre parmak izi, kan, kıl, tükürük, salya ve diğer biyolojik örnekler üzerinde detaylı delil araştırmaları yapmıştır.
Ancak, bu aramalara rağmen Narin’in bulunmaması şüphe uyandırmıştır. Jandarmanın yalan beyanlarla yanlış yönlendirilerek Narin’in cesedinin bulunmasına engel olmaya çalışıldığı ve delillerin karartıldığı yönünde iddialar ortaya atılmıştır. Aile bireylerinin zaman kazanma çabaları, bu olaylarla birlikte daha belirgin bir hale gelmiştir. Sürecin detayları, Narin’in kaybolması ve ardından yaşanan olaylarla ilgili soruşturma sürecinin ciddiyetini gözler önüne sermektedir.
“`
