İsrail Cumhurbaşkanlığı Ofisi, Isaac Herzog‘un Azerbaycan’ın başkenti Bakü‘de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) COP29 İklim Konferansı‘na yapmayı planladığı ziyareti iptal ettiğini duyurmuştu. Ancak gerçek neden daha sonra ortaya çıktı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı kaynakları, bu iptalin sebebinin Türkiye’nin İsrail Cumhurbaşkanı’na ait “Wing of Zion” uçağının hava sahasından geçmesine izin vermemesi olduğunu açıkladı. Bu gelişmeler, Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Kaya ve Dış Politika ve Güvenlik Uzmanı Çetiner Çetin tarafından, Haber7 muhabiri Yavuz Selvi‘ye değerlendirilmiştir.
“TÜRKİYE TAVRINI GÖSTERMİŞ OLDU”
Dr. Furkan Kaya, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Bakü’deki iklim zirvesine katılmak istemesi üzerine Türkiye, hava sahasını İsrail Cumhurbaşkanı’na kapatarak, Bakanlık olarak tutumunu pekiştirip, yaptırımlarının bir parçası olduğunu gösterdi. Herzog da bu toplantıya katılma fırsatını kaybetti. Buradaki karar, Türkiye’nin egemen bir devlet olarak İsrail’in gerçekleştirdiği hukuksuzluklara karşı duruşunu açıkça sergilemesidir.”
“İSRAİL’E AÇIK DİPLOMATİK BİR MESAJDIR”
Dış Politika ve Güvenlik Uzmanı Çetiner Çetin ise Türkiye’nin bu hamselerine ilişkin yorumda bulundu: “Türkiye’nin İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’a hava sahasını kapatması, diplomatik ve stratejik bir mesaj niteliği taşımaktadır. Herzog’un, Azerbaycan Devleti’nin resmi davetiyle katılmayı planladığı bu önemli iklim zirvesinde Türkiye’nin hava sahasını kullanamaması, uluslararası alanda önemli bir tartışma konusu olmuştur.”
Çetin, durumu şu şekilde detaylandırdı:
1. İsrail’in Hukuki ve Diplomatik Sıkışmışlığı: İsrail, uluslararası hukuk bağlamında özellikle Gazze saldırıları ve işgali nedeniyle karşılaştığı soykırım davalarıyla köşeye sıkıştırılmış durumdadır. Bu durum, Netanyahu hükümetini, dolayısıyla İsrail liderlerini siyasi, diplomatik ve hukuki anlamda zor durumda bırakmaktadır. İsrail, bu baskılardan kurtulmak ve işgal politikalarına meşruiyet kazandırmak için uluslararası konferanslarda aktif olarak yer almaya çalışıyor. Ancak Türkiye’nin hava sahasını kapatma kararı, Herzog’un Azerbaycan’da Türk liderler tarafından büyük bir katılımla gerçekleştirilen bu önemli zirveye katılmasına engel oldu. Dolayısıyla Türkiye’nin bu hamlesi, İsrail’in kendini ifade etme ve meşruiyet kazanma çabalarına bir darbe olarak kayıtlara geçti. Bu durum, iktisadi bir karar olmaktan öte, İsrail’e karşı açık bir diplomatik mesaj niteliği taşımaktadir.
2. İsrail’in Hareket Alanının Kısıtlanması: Türkiye’nin bu kararı, İsrail’in bölgedeki diplomatik ve lojistik hareket alanının ne denli daraldığını da gözler önüne serdi. Çünkü İsrail, Azerbaycan’a ulaşmak için Türkiye’nin hava sahasını kullanmak zorundadır. İran, Suriye, Irak ya da Ermenistan hava sahalarını kullanma olanağı bulunmadığı için Türkiye’den askerî ve diplomatik destek almak zorundadır. Türk Hava Sahası’nın kapatılması, alternatif rotalarının kullanılmasını zorlaştırmakta ve bu da 11 saatlik bir ekstra seyahat anlamına gelmektedir. Bu durum, hem zaman hem de güvenlik açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin bu hamlesi, İsrail’in diplomatik çabalarına engel teşkil eden strate