Türk basınının usta kalemi Hıncal Uluç‘u, vefatının 2’nci yılında özlemle anıyoruz. 20 Kasım 2022‘de 83 yaşındayken aramızdan ayrılan Uluç, geride bursú bıraktığı meslek birikimiyle genç gazetecilere yol göstermeye devam ediyor. Hıncal Uluç’un, Türk medyasında yüzlerce öğrenci ve gazeteci yetiştirdiğini ifade eden kardeşi Öcal Uluç, “Onun ismi, Türk medyasının her alanında yaşatılıyor” şeklinde konuştu.
Öcal Uluç, Hıncal’ı kaybettikten sonra bile anısının ve hatırasının yaşatılmaya devam ettiğini belirterek, “Meslek büyüğü olarak saygı duyuyor ve onunla gurur duyuyoruz” ifadelerine yer verdi. Hıncal Uluç’un hayatı boyunca edindiği bilgi ve tecrübeler, hala birçok gazeteci ve öğrenci için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Uluç’un kalemi, hem spor hem de birçok farklı alan üzerinde derinlemesine analizler yapabilme yeteneği ile tanınmış bir gazeteci profilini ön plana çıkarttı.
Uluç’un anısına sahip çıkan bir diğer önemli kaynak ise 8 bin kitaplık arşivi. Bu geniş arşiv, Mardin Midyat ve Afyon‘daki kütüphanelerde sergilenerek, ondan kalan değerli belgeleri ve eserleri gün yüzüne çıkarıyor. Bu koleksiyonlar, öğrenciler için önemli bir kaynak oluşturmakta ve kültürel mirası koruma açısından büyük bir anlam taşımaktadır. Her iki kütüphane, Uluç’un anısını yaşatmanın yanı sıra, ona özel eşyalara da ev sahipliği yaparak ziyaretçilerine Uluç’un zengin ve etkileyici hayatını tanıtıyor.
Hıncal Uluç’un kaleminin ilk meyvelerinden biri, 1990 yılından itibaren SABAH Gazetesi‘nde yazmaya başladığı köşe yazılarıdır. Sporun yanı sıra politika, sanat ve kültür gibi birçok konuda da yazılar yazan Uluç, Türk basınında kendine özgü, cesur ve etkileyici bir yer edinmiştir. Yazı stili, nesnel bilgileri okuyucuya ulaşılabilir kılan bir sadelikte olmasıyla dikkat çekmiştir. Uluç, güncel olaylara karşı eleştirel bakış açısını yansıtırken, aynı zamanda okuyucularını bilgilendirmiştir.
Hıncal Uluç, söz konusu konulardaki derin bilgi birikimi ve gözlem yeteneği ile, gazete yazılarında sadece bir değerlendirme sunmanın ötesine geçerek okuyucularıyla bir ilişki kurmuş, toplumsal olaylara dair farklı bir perspektif sunmayı başarmıştır. Bu nedenle, genç gazeteciler için bir örnek teşkil etmeye devam etmektedir. Uluç’un eserleri, gün geçtikçe daha fazla gence ilham vermekte ve medyanın dinamik dünyasında onlara rehberlik etmektedir. Uluç’un kaleminde hayat bulan pek çok fikir ve görüş, halen müzakerelerle ele alınmakta ve tartışılmaktadır.
Sonuç itibarıyla, Hıncal Uluç’un Türk basınına kazandırdığı değerler, onun vefatının ardından bile yaşamaya devam ediyor. Anısının yaşatılması, onun eserlerinin ve düşüncelerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Hıncal Uluç’u anmak, onun mirasını yaşatmak ve Türk basınında bıraktığı izlerin farkında olmak adına yapılması gereken fundamental bir yaklaşımdır.