1. Haberler
  2. Siyaset Haberleri
  3. Gerçek Tarih: Hoş Gelişler Ola’nın Aslı!

Gerçek Tarih: Hoş Gelişler Ola’nın Aslı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Birçok okurun bildiği gibi, şahsım pek polemik yapma konusunda başarılı değilim. Tartışmalara girmektense, toplumsal barışa zarar verebilecek konulara girmemeyi tercih ediyorum. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili yazılar kaleme almadım. Ancak yürürlükte olan 5816 sayılı kanun maddesi gereği de, özgürce fikirlerimi dile getirmek oldukça zor. Can Dündar’ın belgeseli gibi eleştirel bir dil kullanmak dahi neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.

Aslında konu bu değil. Üzerinde durulması gereken bir başka gerçek var ki, Türkiye’de 1909’dan bugüne kadar olan tarihi gerçekleri ne öğrenebiliyor ne de okullarımızda çocuklarımıza okutabiliyoruz. Yıllardır geçmişteki gerçeklerin etrafında dönerken, İstanbul’un işgali gibi önemli olayların arka planına dair bilgilerimizi kesinlikle gündeme getiremiyoruz. Ayrıca, milli marşlarımız, veciz sözlerimiz ve birçok sanat eserinin gerçek sahipleri de yine göz ardı ediliyor.

Üstelik, gelecekteki nesillerimize hala yanlış bilgiler aktarmaya devam ediyoruz. Yüzyıldan fazla bir süreydi ki eğitim sistemimiz “Benim Oğlum Bina Okur” atasözü ile özetlenir hale geldi. Medreseler dönemi, Arapça eğitiminin verildiği bir dönemdi ve bu eğitimde emsile ve bina temel kavramlarıydı. Öğrenciler bu kavramları öğrenmeden Arapça’yı anlayamazlardı. Bu zorluk da öğrencileri sürekli tekrar yapmaya yöneltiyordu, dolayısıyla ebeveynler de bu durumu dile getirerek “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” demişlerdir.

Tarihçilerimizin pek çok gerçekleri gün yüzüne çıkardığı malum, ancak bu bilgilerin eğitim müfredatlarımızda yer bulamaması gerçekten üzücü. Yakın tarihimize dair bilgilerimizi bu şekilde kaybetmekteyiz. Bu acı durumun bir örneğini de ben yaşadım. Merhum Prof. Dr. Raşit Küçük’ün hatıralarını kaleme aldığımda, onun Erzurum’daki yıllarından bahsettiğini gördüm. Bu hatıralarda “Hoş Gelişler Ola…” türküsünün Mustafa Kemal’e ait olmadığını öğreniyoruz.

Türkünün, Mustafa Kemal’in 24 Ekim 1924 tarihinde Kars’a geldiğinde Azerbaycan Türklerinin bir grup tarafından ona yakıştırıldığını öğrendik. Bakıldığında bu deyişin aslında “Hoş Gelişler Ola Kahraman Halit Paşa” şeklinde olduğunu biliyoruz. Deli Halit Paşa, “Elviye-i Selase” yani Kars, Ardahan ve Batum’un fatihi olarak biliniyordu. O dönemlerde Mustafa Kemal’in bu bölgede herhangi bir görevinden söz edilemezken, Kazım Karabekir ve Deli Halit Paşa’nın adını sıkça duymaktaydık.

Prof. Dr. Raşit Küçük, hatıralarında Deli Halit Paşa’nın bir emir çavuşunu anlatarak, cephede geçirdiği anılara da yer vermiştir. Yıllarca savaşan Halit Paşa’nın, eksi 25 – eksi 30 derece soğukta bile abdest alıp dönebildiğini, kurşun geçirmez bir savaşçı gibi savaştığını ifade etmiştir. Camiye gidip gelmek gibi küçük ama etkileyici detaylar, savaşın zorluklarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Deli Halit Paşa’ya dair daha fazla bilgi edinmek isteyen okuyucularım için merak ettiğim bir konuyu da belirtmek isterim. Kazım Karabekir Paşa ile birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kaderini etkileyen birçok savaşa katılmış olan Deli Halit Paşa’nın, İngilizler tarafından görevden alındıktan sonra “Komitacılar” tarafından nasıl bir cinayetle ortadan kaldırıldığını araştırmak oldukça önemli bir meseledir. Bu bilgiler, bölgenin yerel türküsü olan “Hoş Gelişler Ola” türküsünün asıl sahibinin Deli Halit Paşa olduğunu da gözler önüne sermektedir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Gerçek Tarih: Hoş Gelişler Ola’nın Aslı!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin