Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 20 Kasım 2024 tarihinde Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları nedeniyle İnce Minareli Medrese ve Sahib Ata Külliyesi’ni yerinde inceleme fırsatı buldu. Bu iki önemli yapı, Konya’nın kadim medeniyetlerinden gelen tarihi ve kültürel zenginliğinin simgeleri olarak öne çıkmaktadır.
KONYA’NIN TARİHİ ZENGİNLİKLERİ
Başkan Altay, yaptığı açıklamada, “Konya’nın tarihi ve kültürel zenginlikleri, şehrimizin geçmişine ışık tutmakta ve turizmine katkı sağlamaktadır.” diyerek, belediye olarak Türkiye’nin en büyük ihya projelerinden biri olan Darülmülk Projesi çerçevesinde kentsel yenileme, dönüşüm ve restorasyon çalışmalarının şehir merkezinde 20 farklı noktada sürdürüldüğünü hatırlattı. Ayrıca, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün yürüttüğü restorasyon çalışmalarının, Konya’nın simge yapıları olan İnce Minareli Medrese ve Sahib Ata Külliyesi için büyük önem taşıdığını vurguladı. Başkan Altay, “Tarihimizi gelecek nesillere aktarmak için bu eserleri restore ediyoruz.” ifadelerini de ekledi.
SAHİP ATA CAMİİ VE HANGAHI
Sahip Ata Külliyesi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin vezirlerinden Sahib-i Ata Fahreddin Ali tarafından yapılmıştır. Yapımına 1258 yılında başlanmış olup, 1283 yılında tamamlanmıştır. Külliye içinde camii, türbe, hankah ve çifte hamam yer almaktadır. 2023 yılı itibarıyla külliyenin camii, türbe ve hangah bölümlerinde kapsamlı onarım çalışmaları başlamıştır. Bu külliyede, Sahib-i Ata Fahreddin Ali’nin mezarı ile birlikte iki oğlu, kızı ve torunlarına ait çini sandukaları da bulunmaktadır. Bu semboller, tarihsel açıdan külliyenin anlamını ve önemini artırmaktadır.
İNCE MİNARELİ MEDRESE
Ince Minareli Medrese, Ebu’l Hayrat Sahib-i Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmış olup, “Sahib-i Ata Darulhadisi” olarak da bilinir. Medresenin kesin inşa tarihi bilinmemekte, ancak Sahib Ata’nın 1265-1280 tarihli vakfiyesinde adı geçtiği için bu tarihlerden önce inşa edildiği anlaşılmaktadır. Medresenin mimarı, Sahib Ata Külliyesi’nin mimarı Kölük bin Abdullah’tır.
Bunların yanı sıra, 1901 yılında meydana gelen bir yıldırım düşmesi sonucu medresenin minaresi yıkıldı ve medreseyle bitişik olan mescit de harabe hale geldi. Medresenin dışa taşkın anıtsal giriş kapısında ise Yasin ve Fetih surelerinden ayetler bulunmaktadır. Bu ayetler, dönemin Moğol baskısına karşı ilim ve manevi değerlerin hâkim olduğunun bir örneği olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, Konya’daki bu iki tarihi yapı, sadece şehrin geçmişini temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda tarihi ve kültürel bağların korunmasının önemini de vurguluyor. Restorasyon çalışmaları, gelecekte bu yapıların restore edilmiş haliyle yeni nesillere aktarılmasını sağlayacak. Bu bağlamda, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün çabaları önemli bir rol oynamaktadır.