DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, özellikle kayyum uygulamalarının anayasal ve demokratik haklara aykırı olduğunu vurgulayarak, bu tür uygulamaların hukuk dışı bir zemin oluşturduğunu ifade etti. “Bu süreçte atılan somut adımların listesini çıkarmaya çalışırsak kayyum gibi hukuk dışı bir uygulama var. Bunun yerine İmralı Adası’nın kapıları açılsa ve Öcalan’ın dikkat çektiği koşullar oluşturulsa, kendisinin sözünü ettiği ‘siyasi ve hukuki zemini’ konuşma ihtimali olabilirdi” dedi.
Doğan, kayyum rejiminin Hakkari ve Esenyurt gibi yerlerde halkın iradesinin gasp edilmesine neden olduğunu dile getirdi. 2016 yılından bu yana süregelen bu uygulamanın yolsuzluk ve usulsüzlükler yarattığını belirten Doğan, “Bu hukuksuzluğun kapı açtığı rant ve yeni rant odaklarını da oluşturma biçimini her gün tek tek, her bulunduğumuz alanda teşhir ediyoruz. Bu durum, sadece Hakkari’deki kayyum uygulamasıyla değil, Ankara’nın seçme ve seçilme hakkının da gaspı anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
“Kayyumla ilgili kanun teklifi bir an evvel Meclis’ten geçirilmeli”
Doğan, kayyum atamalarının hızla yayıldığını ve bunun karşısında tüm muhalefetin birleşmesinin önemine vurgu yaptı. “Esenyurt’a kayyum atandıktan sonra bu uygulamanın büyüyerek diğer bölgelere de sıçradığını gördük. Tüm muhalefet, kayyum uygulamasının Anayasa’ya aykırı olduğu konusunda mutabık” diyen Doğan, muhalefet partileri tarafından Meclis’e sunulan kanun teklifinin bir an evvel kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Bu düzenlemenin, kayyum rejiminin tamamen ortadan kaldırılması için hayati öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Ayrıca, iktidar için oy kullanan kesimlerin bile kayyum rejiminden rahatsız olduklarını ifade eden Doğan, kamuoyu araştırmalarının bu durumu ortaya koyduğunu belirtti. Kayyumun, yerel yönetimlerin halk tarafından seçilen temsilcilerinin işlevselliğini yok ettiğini vurgulayan Doğan, bu durumun yarattığı olumsuz etkilerin herkes tarafından anlaşıldığını ileri sürdü. “Hukukun asgarisini ortadan kaldırmak isterseniz, bu kayyum ve tecrit rejimine sarılmak zorunda kalırsınız” ifadesini kullandı.
“Biz Türkiye’nin en tutarlı siyasal geleneğini temsil eden bir partiyiz”
Doğan, çözüm ve barış isteyenlerin seslerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayarak, savaşın sonlandırılarak toplumsal barışın tesis edilmesi için çaba sarf edenlerin önemli bir konumda olduğunu belirtti. Öcalan’ın, Kürt meselesinde demokratik çözüm ihtimali konusunda olumlu bir mesaj verdiğini kaydederken, “Tecridin kaldırılmasının, bu sürecin ilerlemesine katkı sağlayabileceği” ifadesini kullandı. Doğan, “Bu ihtimali yaratmanın en önemli yolu tecridi kaldırmak ve Öcalan’ın çalışma koşullarını oluşturmak” dedi.
Son olarak, DEM Partisi’nin politikası hakkında bilgi veren Doğan, partilerinin değişen siyasi konjonktürlere göre değil, ilkeler ve değerlere dayalı bir yapı benimsediğini vurguladı. “Bu nedenle bu çağrıları sıklıkla yineliyoruz” şeklinde ifade eden Doğan, ülkesindeki adalet ve demokrasi mücadelesinin süreceğini belirtti. Bu açıklamalar, Türkiye’de siyasi atmosfer ve özellikle kayyum uygulamaları hakkında önemli bir tartışma başlattı.