İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Barosu, kadınların anayasal ve uluslararası haklarını ihlal eden bir karar nedeniyle İstanbul Valiliği’ni geri dönmeye davet etti. Baro, İstanbul Valiliği’nin 24 Kasım 2024 tarihli basın açıklamasına atıfta bulunarak, 25 Kasım tarihinde yapılacak etkinliklerin, 25 Kasım 2024 günü saat 00.01’den 26 Kasım 2024 saat 23.59’a kadar yasaklandığını duyurduğunu bildirdi. Bu yasağın, Anayasa’nın yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İHAS) ve diğer uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ifade özgürlüğü haklarını ihlal ettiğini vurguladı.
İstanbul Barosu, bu yasağın hukuk dışı olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İHAM) tarafından, 27 Kasım 2012 tarihinde alınan 38676/08 numaralı karara değindi. Söz konusu kararda, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşünün Yapılacağı Yeri Seçme Özgürlüğü’nün” güvence altına alındığına dikkat çekildi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin 12 Ekim 2023 tarihindeki 2016/14517 sayılı kararı ile mekan seçme hürriyetinin yasaklanmasının, anayasal hakların ihlali olduğuna hükmettiği ifade edildi.
VALİLİĞİ, KADINLARIN ANAYASAL VE ULUSLARARASI HAKKINI İHLAL EDEN BU KARARDAN GERİ DÖNMEYE DAVET EDİYORUZ
İstanbul Valiliği, 24.11.2024 tarihinde internet sitesinde yayınladığı basın açıklaması (2024-67) ile ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ nedeniyle…
— İstanbul Barosu (@istbarosu) November 25, 2024
Yazılı açıklamanın devamında, İstanbul Barosu, İstanbul 12. İdare Mahkemesi’nde Valilik’in bu kararına karşı yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açıldığını duyurdu. Böylece baro, hukuki sürecin başlatıldığını ve kadınların haklarının savunulması adına adli yola başvurulduğunu belirtti. Bu durum, kadınların hakkının korunmasının yanı sıra, toplumun demokratik ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde hak arama mücadelesini de simgeliyor.
İstanbul Valiliği’nin aldığı bu karar, pek çok kesim tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadelenin önemine dikkat çeken sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları savunucuları, yasakların kaldırılmasını ve etkinliklerin yapılmasının önündeki engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyorlar. Baro’nun yaptığı çağrı, aslında kadınların haklarının ihlali noktasında bir savunma mekanizması olarak gündeme gelirken, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ilkesinin de ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu gelişmeler, Türkiye genelinde kadın hareketlerinin ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İstanbul Barosu’nun bu konudaki kararlılığı, yalnızca İstanbul’daki değil, tüm ülkedeki kadınların haklarının savunulması adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. İlerleyen süreçte, mahkeme kararının ne olacağı ve İstanbul Valiliği’nin bu kararına nasıl bir yanıt vereceği merakla bekleniyor.
