Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını atan ve kılıçlı yemin eden bazı teğmenlerin durumu, Türkiye’de sosyal medya üzerinden geniş yankı buldu. Bu olaylar sonrasında, özellikle bu teğmenlere yönelik ihraç talebi ile disipline sevk süreci yaşandı. Ancak, bu duruma karşı çıkan ve teğmenlerle dayanışma gösteren Antalya Cumhuriyet Savcısı M.Ç, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açığa alındı.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI GEREKÇE GÖSTERİLDİ
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), savcı M.Ç’nin sosyal medya faaliyetleri dolayısıyla açığa alınmasına karar verdi. HSK, savcının özellikle Sinan Ateş cinayeti ve Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında yaptığı yorumların yanı sıra birçok eleştirel paylaşımda bulunduğunu belirtti. Bu paylaşımlarda M.Ç, Türkiye’deki adalet sistemine ve devlet yönetimine ilişkin sert eleştirilerde bulunarak, “Kurumlara, resmi işlemlere ve kamu görevlilerine hiçbir güven kalmamış” ifadesini kullandı. Ayrıca, “Topraklar satılıyor, işgal ediliyor, demografik yapı bozuluyor” şeklindeki uyarıları ile birlikte, “Adaleti olmayan devletin büyük bir çeteden farkı yoktur” şeklinde son derece çarpıcı ve devamında dikkat çeken cümleler kurmuştu.
M.Ç’nin sosyal medya üzerinden paylaşmış olduğu bu açıklamalar, HSK tarafından incelenerek, savcının açığa alınmasına zemin oluşturdu. Özellikle teğmenlerin yemin töreninde sergilediği tutum ve semboller, bazı çevrelerde bu konudaki bakış açılarını netleştirdi. M.Ç, teğmenler için şu şekilde bir paylaşımda bulunmuştu: “Tüm askerler Atatürk’ün askeridir! Yemin töreninde bunu haykıran teğmenlerimiz ne kanuna aykırı davranmış ne de disiplinsizlik yapmışlardır.” Bu mesaj, teğmenler üzerindeki baskıları ve disiplin cezalarını sorgulayan bir yaklaşımla karşılık buldu.
Ayrıca, M.Ç’nin mesajında ‘Uyarma cezasının dahi kabulü mümkün değildi. Ceza verilmesi için baskı uygulanıyorsa, bunu paylaşarak istifa etmelidirler’ gibi sözleri dikkat çekti. Bu durum, söz konusu teğmenlerin durumu ile ilgili olarak, yargı ve askerî disiplin arasındaki hassas dengeyi de gözler önüne seriyordu. M.Ç’nin bu açıklamaları ve teğmenlere karşı olan tutumu, muhalefet eden yargı mensuplarının susturulmasına yönelik bir çaba olarak değerlendirildi ve toplumsal tartışmalara yol açtı.
Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’deki adalet ve askerî disiplin konularındaki mevcut çatışmaları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ve eleştirilerin, kamu görevlileri üzerindeki etkileri yeniden tartışma konusu oldu. M.Ç’nin açığa alınması, birçok kişi tarafından, mevcut hükümetin muhalif seslere tahammülsüzlüğünün bir tezahürü olarak algılandı ve toplumsal bir infiale yol açtı. Sonuç olarak, hem yargı hem de askeri kurumlar arasında yaşanan bu tartışmalar, Türkiye’nin demokratik yapısının ne ölçüde işlediği hakkında daha geniş bir sorgulamanın yapılmasına zemin hazırladı.