Milletvekili Sarıbal, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği tek adam rejiminin Türkiye’deki olumsuz etkilerini ve ağır şartlarını gündeme getirerek, ülkenin çeşitli alanlarda yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Sarıbal, Türkiye’nin ekonomik durumunun kritikliğine ve adalet sisteminin bozulduğuna dikkat çekerek, “Ekonomi batmış, adalet yok, eğitim ve sağlık sistemi çökmüş, üretici bitmiş. Ancak rant her şeyin önünde” açıklamasında bulundu.
Sarıbal, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerektiğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu hatırladığını belirtti. Ancak, Türkiye’de adaletin artık sadece iktidarın çıkarlarını koruyan şekle dönüştüğünü vurguladı. “Hukuk devleti, adaletin terazisidir; güçlüye ayrı, zayıfa ayrı tartmaz” diyen Sarıbal, şu anki durumun korku devleti olduğunu ifade etti. Saray çevresinde toplanmış ayrıcalıklı bir zümrenin, hukuku hiçe sayarak her türlü suçu işlediğine dikkat çekti.
Sarıbal, mevcut iktidarın “Yeni Türkiye vizyonunun” halka yoksulluk dayatma ve kamu kaynaklarını yandaşlara aktarma üzerine kurulu olduğunu söyledi. Tek kişinin mutlak otoriteye sahip olduğu bir yönetim biçiminde, ülkenin yöneticileri için anayasanın ve hukukun var olmadığını, rant düzeninin ise her şeyin önünde olduğunu belirtti. “Sandıkta kazanamayan AKP, muhtarlıklara ve belediyelere kayyumlar atarak halkın iradesini gasp ediyor!” dedi.
Milletvekili, Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin içeriğinin halk ve yerel yönetimler açısından felaket olduğunu vurguladı. Bu teklifin vatandaşların mülkiyet haklarını ihlal ettiğini, yerel yönetimlerin özerkliğini zayıflattığını ve rantı yandaşlara sunduğunu söyledi. Sarıbal, bu düzenlemenin amacının yerel yönetimleri zayıflatmak ve Saray’ın vesayetini belediyelere koymak olduğunu belirtti.
Sarıbal, yeni düzenlemenin TMMOB’yi ve meslek odalarını etkisiz hale getirmeye yönelik olduğunu ifade etti. Bu durumun, kamusal denetimi ortadan kaldırarak kaçak yapıları ve doğaya zarar veren projeleri meşrulaştırmak anlamına geldiğini söyledi. Anayasanın çiğnendiğini ve halkın mülkiyet ve çevre koruma haklarının hiçe sayıldığını vurgulayan Sarıbal, bunun demokratik hukukun büyük bir ihaneti olduğunu ifade etti. “Halkın iradesini yok sayan ve doğayı talan edenlere karşı mücadelemiz sürecek” dedi.
Tarife kontenjanı kapsamındaki ham ayçiçeği tohumu ithalatı ile ilgili gelişmelere de değinen Sarıbal, bu kararın yalnızca ithalat lobilerine hizmet ettiğini ve çiftçiyi dışarıda bıraktığını belirtti. Üreticinin alım garantisine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Sarıbal, tarım sektöründe girdi fiyatlarının yüksekliğine dikkat çekerek, kooperatiflerin alım fiyatlarını artırmakta yetersiz kaldığını dile getirdi.
6 Ağustos 2024 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Ocak 2025 – 30 Nisan 2025 tarihleri arasında 1 milyon ton yağlık ayçiçeği veya bunun karşılığı 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatı için tarife kontenjanı açıldığına da değindi. Sarıbal, düşük gümrük vergilerinin sadece belli bir dönemde iç piyasa alımlarına bağlı olmasının ve uygulanacak kuralların net olarak belirtilmemesinin risk taşıdığına dikkat çekti.
Sonuç olarak, Sarıbal ithalat odaklı politikaların çiftçiyi zor durumda bırakacağını ve bu durumun sürdürülemez olduğunu vurguladı. “Köy Kanunu düzenlemesi, halkın geleceğine yönelik bir darbe niteliğindedir” şeklinde konuşan Sarıbal, vatandaşların haklarına yönelik yapılan ihlaller karşısında durmaktan yana olduklarını belirtti. “Kentler, tarl