Trabzon’da, yasal boy sınırının altında bulunan küçük hamsilere el konulması gündeme geldi. Bu durum, ildeki su ürünleri avcılığı ve ticareti ile ilgili kurallara büyük bir dikkat göstermek gerektiğini ortaya koymaktadır.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Su Ürünleri Üretim Planlaması kapsamında 1 Eylül 2024 ile 14 Nisan 2025 tarihleri arasında hamsi avcılığı için kota uygulamasının getirildiği belirtildi. Bu uygulama, hamsi popülasyonunun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla alınan önemli bir tedbirdir. Bu tarihler arasında yapılacak avcılık faaliyetlerinin denetimi ise son derece titiz bir şekilde gerçekleştirilecektir.
Trabzon’da hamsi avcılığı için belirlenen noktalara dikkat çekildi. Vakfıkebir, Sürmene, Akçakale, Beşikdüzü ve Araklı gibi balıkçı barınakları, karaya çıkış noktası olarak seçildi. Bu bölgelerdeki avcılık faaliyetlerinin kontrolü, denetim ekipleri tarafından düzenli olarak sürdürülmektedir. Bu denetimlerin amacı, su ürünleri mevzuatına uygun bir avcılık yapıldığını temin etmektir.
Açıklamada, su ürünleri mevzuatına aykırı olarak gerçekleştirilen balık avcılığı, nakliyesi ve satışı yapan kişilere yönelik idari yaptırımlar uygulandığı vurgulandı. Bu tür eylemler, sadece çevresel dengeyi bozmakla kalmaz, aynı zamanda yerel balıkçıların emeğini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, ilgili yönetmeliklerin ihlal edilmesi durumunda cezai işlemlerin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamanın devamında özellikle dikkat çeken bir bölüm ise, ildeki denetim faaliyetlerinin sonucunda yasal boy limiti 9 santimetre altında olan toplam 5 ton hamsiye el konulmasıydı. Bu miktar, balıkçılıkla uğraşan kişilere uygulanan idari para cezası ile birlikte kaydedilen rakamlar arasında yer aldı. El konulan hamsilerin mülkiyeti ise kamuya geçirilmesi kararı alındığı belirtildi. Bu durum, yasaların gerektiği gibi uygulandığını ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik adımların atıldığını gösteriyor.
Sonuç olarak, Trabzon’da hamsi avcılığına getirilen kota ve kurallar, yerel ekosistemin korunması adına önemli bir yaklaşımı temsil etmektedir. Elde edilen bu veriler, bölgedeki su ürünleri ve balıkçılık sektörünün daha sağlıklı bir biçimde ilerlemesi için gereklidir. İzlenecek bu denetim ve yaptırım süreçlerinin, sadece mevcut su ürünlerinin korunmasına değil, aynı zamanda balıkçılıkla uğraşanların haklarının da korunmasına yönelik bir adım olduğu kesinlikle unutulmamalıdır.