Son günlerde Türkiye’nin siyasi gündeminde önemli bir yer tutan kayyum meselesi üzerine gerçekleştirilen görüşmeler, basına kapalı bir ortamda yaklaşık bir saat sürdü. Görüşmenin ardından açıklamada bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız Akçay, toplantının verimli geçtiğini ifade etti. Akçay, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak, ülke meselelerinin diyalog ve sağduyu ile çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) konuya dair sunduğu kanun teklifine dikkat çekti.
Akçay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin daha önceki tarihlerde, yani 13 Ocak 2021 ve 4 Mayıs 2021’de yapmış olduğu açıklamalara atıfta bulundu. Bu açıklamalarında, anayasa değişikliği ve kapsamlı bir yasal düzenlemenin gerekliliğini dile getirmişti. Akçay, “Bu meseleleri öncelikle anayasa değişikliği çerçevesinde ele almalı ve siyasi Partiler Kanunu, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri gibi düzenlemelerle kapsamlı bir değişiklik gerçekleştirmeliyiz” şeklinde konuştu. Bu görüş, MHP’nin kayyum atama konusundaki sert tutumunun yanı sıra meseleye yapısal bir çözüm arayışında olduğunu gösteriyor.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise, 10 partinin bir araya gelerek hazırladığı ve belediyelere kayyum atanmasını düzenleyen kanun teklifine ilişkin düşüncelerini aktardı. Başarır, özellikle belediye başkanlarının görevden alınabilmesi için kesin bir hüküm gerekliliğini vurguladı. Bunun yanı sıra, kayyum ataması durumunda, halk tarafından seçilen meclis içerisinden bir yeni belediye başkanının seçilmesinin daha demokratik ve adil bir yöntem olacağını belirtti. Bu bağlamda, CHP olarak MHP’nin destek vermesini umduklarını ifade etti.
Başarır, “Türkiye’yi, demokrasiyi ilgilendiren bu önemli meselede Meclis’in ortak iradesiyle daha demokratik bir yasa çıkarılmasını temenni ediyoruz” sözleriyle, Meclis’teki tüm siyasi partilerin, bu kritik meseleyi ele alarak ortak bir karar almasının gerekliliğine dikkat çekti. Bu açıklamalar, Türkiye’de demokratik süreçlerin ve hukukun üstünlüğünün önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Görüşmelerde konuşulan konular, sadece yerel yönetimleri değil, aynı zamanda Türkiye’nin genel siyasi yapısını da etkileyen dinamik bir nitelik taşıyor. Ülkedeki siyasi istikrarın sağlanması ve demokrasinin işlerliğinin artırılması adına yapılan bu tür diyaloglar, siyasi partilerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve toplum üzerindeki etkilerini derinden etkileyebilecek potansiyele sahip.
Sonuç olarak, her iki tarafın da kayyum meselesi üzerine getirdiği öneriler ve tartışmalar, Türkiye’nin siyasi geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Siyasi partilerin, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yapıcı bir üslupla bir araya gelerek çözümler üretmeleri gerektiği, mevcut siyasi atmosferde alışılagelmiş bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.