İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye’nin dört bir yanını gezerken vatandaşların sorunlarını dinleme çabasında. Dervişoğlu, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı problemleri daha iyi anlayabilmek için gerçek meselelerin konuşulmasının gerektiğini vurguluyor. Bu çerçevede, Suriye’deki gelişmelerin de Türkiye için bir zorluk teşkil ettiğini ifade ediyor. Kendisine Suriye’deki mevcut durumu sorduğumuzda ise, çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
“1991 HATIRLATMASI”
Dervişoğlu, Suriye’deki durumun, 1991’de başlayan Körfez Savaşı ile Irak’ta yaşananlarla benzerlik gösterdiğine dikkat çekiyor. Irak’ta 12 yıl süren değişim sürecinin ardından, Suriye’nin 2024 yılında aynı yolda ilerlediğini belirtiyor. 2003 yılında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, Orta Doğu’yu dönüştürme planlarını açıkladığını hatırlatan Dervişoğlu, Büyük Orta Doğu Projesi’nin (BOP) hedeflerine ulaşmak yolunda emin adımlarla ilerlemenin gündemde olduğunu iddia ediyor. Burada Türkiye’nin zorlu süreçlerden geçeceği, çünkü Türkiye’yi yönetenlerin BOP eş başkanlığıyla övündüğünü aktarıyor.
Dervişoğlu, Körfez Savaşı sonrasında Irak’taki otorite boşluğunun Türkiye’deki terör sorununun büyümesine neden olduğunu ifade ederek, benzer bir otorite boşluğunun Suriye’de mevcut olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin Suriye ile olan sınırının, Irak ile olan sınırdan çok daha önemli olduğunu ve ülke içinde milyonlarca Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını belirtiyor. Tüm bunların bir tesadüf olmadığını ve Türkiye’nin demografik yapısının değiştirildiğini de ekliyor. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için önlem alınması gerekliliğinin altını çiziyor.
“PARÇALANMIŞ SURİYE”
Dervişoğlu, Suriye’de Esad rejiminin 13 yıl boyunca direndiği ancak 11 günde yıkıldığına dikkat çekiyor. Bu durumu da uluslararası bir uzlaşmanın varlığına bağlıyor. Türkiye için tehdit oluşturan PYD/YPG ile ilişkisi olan ABD ve Rusya’nın sağlayabileceği uzlaşmanın önemine vurgu yapıyor. Suriye’nin neredeyse tamamını kontrolü altına alan HTŞ ve diğer güçlerin, Rusya’nın üs bölgelerine dokunmadığını savunuyor. ABD’nin bu duruma karışmadığını belirtmesine rağmen, Suriye’deki operasyonların planlamasının bir terör örgütü tarafından yapılamayacağını ifade ediyor. Özellikle İsrail’in Suriye’ye sessizce girmesinin organize bir işin parçası olduğunu ön plana çıkarıyor.
“HEPSİ PKK’YLA İRTİBATLI”
Dervişoğlu, ABD, Rusya ve İsrail’in hepsinin PYD/YPG yani PKK ile bir bağı olduğunu belirtirken, kaos döneminde PKK’nın hakimiyet alanını genişlettiğini ifade ediyor. Türk devletinin bu durumu değerlendirmesi gereken bir mesele olduğunu ileri sürüyor. İktidarın, geçmişte terör örgütünün devletleşmesini kırmızı çizgi olarak değerlendirdiğini, şimdi ise milyonlarca sığınmacının Türkiye’de bulunmasına izin verdiğini dile getiriyor. Böylelikle, iktidarın nasıl bir tutum sergilediğinin sorgulanması gerektiğini savunuyor.
“Halka zulüm kendilerine şatafat bütçesi yaptılar”
TBBM’de 2025 yılı bütçesinin görüşüldüğünü hatırlatan Dervişoğlu, bu bütçeye ret oyu vereceklerini vurguluyor. İktidarın milletin ihtiyaçlarını göz ardı eden bir bütçe sunduğunu söyleyen Dervişoğlu, işçi, memur, emekli, çiftçi, genç gibi toplumun geniş kes