Keçiören Belediyesi Başkanı Mesut Özarslan, geçtiğimiz günlerde bir küçük çocukla yaptığı sohbet sırasında “Baban rüşvet yer mi?” sorusunu yöneltti. Bu durum, sosyal medyada ve kamuoyunda büyük bir tepki topladı. Özarslan’ın bu sorusunu eleştirenlerden biri de ünlü gazeteci Uğur Dündar oldu. Dündar, olayla ilgili olarak sert bir dille eleştirileri dile getirerek, Özarslan’ın bu tür bir soruyla bir çocuğu zor durumda bırakması gerektiği gibi bir davranış olmadığını vurguladı.
Özarslan, küçük çocuğun babasının zabıta olmasını istemesi üzerine bu şekilde bir soru sorduğunu belirtmişti. Ancak, bu durum, özellikle eleştirmenler tarafından “son derece uygunsuz” olarak değerlendirildi. Uğur Dündar, sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, “Ey Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan! Küçücük bir çocuğa -babası iş istedi diye- bunlar sorulur mu?.. Sen hiç insanlıktan nasibini almadın mı?” diyerek tepkisini ortaya koydu. Bu noktada, çocukların böyle hassas konular üzerinden istismar edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Bu tartışmaların ortasında, CHP Keçiören İlçe Başkanı Berk Kılıç da konuya dahil oldu. Kılıç, Başkan Özarslan’a destek vererek, “Milli şuur doğrultusunda ayaküstü sohbet” ettiklerini savundu. Kılıç, çocuğun Özarslan ile tanışmak istediğinde sohbetin sıradan bir içerikte olduğunu, bu tür soruların sorulmasının siyasi bir bağlamda eleştirilmesinin haksızlık olduğunu ifade etti.
Kılıç, Özarslan’ın çocuğa “Nerelisin?”, “Hangi partilisin?”, “Mezhebin ya da etnik kökenin nedir?” gibi sorular sormadığını ve sadece milli bir şuurla konuştuğunu belirtti. Ayrıca, Keçiören Belediyesi Halk Günü’nde yaşanan olayları bizzat gözlemlediğini vurguladı. Kılıç, “Mevcut iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleriyle acımasız bir şekilde uğraştığı bu süreçte, kısa bir video kesiti üzerinden yapılan değerlendirmeleri hakkaniyetli bulmadığımızı belirtmek isterim” şeklinde eklemelerde bulundu.
Gelişen olaylar karşısında Kılıç, “Birbirimizin açığını kollayıp iktidara ve onun aparatlarına malzeme vermenin, aydınlık Cumhuriyet idealine faydası yoktur. Bu tür söylemler, en hafif tabirle özen eksikliği ve hazımsızlıktır” diyerek, Uğur Dündar’a karşı acımasız bir eleştiri getirmiştir. Kılıç, Özarslan’ın samimiyetle hareket ettiğini ve rüşvet konusunun ne olduğunu çocuğa öğretme gerekliliği duymadığını vurgulayarak, Dündar’ın eleştirilerini kınadı.
Bu tartışmalar, Türkiye’deki siyasi iklimin gerginliğini artırırken, yerel yönetimlerin ve siyasi liderlerin çocuklar ile olan etkileşimlerinin nasıl algılandığına dair önemli soruları gündeme getiriyor. Özellikle siyasette çocukları alışıldık sosyal dinamiklerin dışında tutma gerekliliği de bu olayla bir kez daha vurgulanmış oldu.