Sarar Grup’ta Büyük Aile Kavgası: Hisseler Mahkemelik Oldu
Türkiye’nin önde gelen giyim markalarından biri olan Sarar, şu an aile içindeki hisselerin paylaşımı nedeniyle büyük bir krizle karşı karşıya. Aile üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar, yerel mahkemeye taşınmış durumda ve bu durum ciddi bir hukuk savaşının fitilini ateşledi. İddialara göre, Sarar Grup’un ortaklarından Cemalettin Sarar, akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle küçük kardeşi Sebahattin Sarar tarafından zorla imza attırıldığını öne sürüyor. Sebahattin Sarar, şirketin hisselerini kendi kızları Ece Özalp ve Sara Sarar’a devrederek yönetim üzerinde tekel kurmuş durumda.
Kardeşler Arasında Güç Savaşı
Sarar Grup, 1980’li yıllarda Eskişehir kökenli Cemalettin, Celaleddin ve Sebahattin Sarar kardeşleri tarafından eşit ortaklık ile kuruldu. Başlarda oldukça uyumlu bir işleyişe sahip olan grup, zamanla içindeki dinamiklerin değişmesiyle bambaşka bir hal aldı. Cemalettin Sarar’ın sağlık sorunları, ailenin iş dünyasındaki dengelerini bozmuşken, 2023 yılındaki Celaleddin Sarar’ın vefatı, durumun daha da karmaşık hale gelmesine yol açtı. Özellikle finansal yönetim alanında aktif rol oynayan Sebahattin Sarar, akli dengesini yitiren Cemalettin Sarar’a ait olan hisseleri kendi kızlarına geçirdi. Bu durum, şirketin kontrolünü ele geçirmesiyle sonuçlandı.
Yeğenler Adalet Arıyor
Bu gelişmelerin ardından, Celaleddin Sarar’ın çocukları olan Gözde, Emre ve Emir Sarar, amcaları Sebahattin Sarar tarafından şirketten dışlandı. Hem maddi gelirlerinden hem de huzur hakkından mahrum bırakılan yeğenler, adalet arayışlarını mahkemeye taşıyarak hakların geri kazanılması için hukuki yollara başvurdular. Bu durum, aile içindeki anlaşmazlıkların mahkemeye taşınmasıyla birlikte Sarar Grup’un geleceğine dair belirsizlikleri de beraberinde getirdi. İddiaların ve karşılıklı suçlamaların artması, taraflar arasındaki gerilimi tırmandırırken, Sarar markasının kaderi de yargının vereceği karara bağlı hale geldi.
Sarar Grup’un sahnedeki etkisi ve markası göz önünde bulundurulduğunda, bu içsel çatışmalar hem iş dünyasında hem de kamuoyunda geniş yankı bulmayı sürdürüyor. Aile üyeleri arasındaki iktidar mücadelesi, yalnızca hukuki bir sorun olmanın ötesine geçerek, markanın itibarına ve geleceğine dair kaygıları da artırıyor. Şirketin, bu krizi nasıl yöneteceği ve hisselerin yeniden nasıl paylaşılacağı merakla bekleniyor. Sarar markası, bir yandan ünlü bir giyim markası olmanın avantajlarıyla yola devam ederken, diğer yandan ailenin içindeki çekişmelerin sonuçlarıyla baş etmek zorunda kalacak.