Suriye’de Baas rejiminin devrilmesinin ardından, Orta Doğu’daki siyasi gelişmelerin seyrini değiştirecek önemli bir zirve, Ürdün’ün başkenti Amman’da gerçekleştirildi. Bu zirveye katılanlar arasında Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin gibi üst düzey diplomatlar yer aldı.
Zirvede Yer Alan Üst Düzey İsimler:
Bu önemli zirvede, dünya genelinde Suriye krizi ile ilgili çeşitli stratejileri ve planları görüşmek amacıyla bir araya gelen ünlü isimler şunlardır:
- Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
- ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken
- Avrupa Birliği dış politika şefi Kaja Kallas
- Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi Geir O. Pedersen
Zirvede Diplomatları Yer Alan Ülkeler:
Amman’da toplanan bu zirveye katılım gösteren ülkeler ise geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır:
- Ürdün
- Suudi Arabistan
- Irak
- Lübnan
- Mısır
- Birleşik Arap Emirlikleri
- Bahreyn
- Katar
Ürdün Dışişleri Bakanlığı, Perşembe akşamı yaptığı açıklamada, bu hafta sonu Batılı ve Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla Suriye meselesine dair bir zirveye ev sahipliği yapacağını duyurmuştu. Açıklamada, üst düzey diplomatların Cumartesi günü Ürdün’ün kıyı kenti Akaba’da, “Suriyeliler tarafından yönetilen” bir geçiş sürecini desteklemek için toplanacakları ifade edildi.
Zirvenin ana odak noktası, Suriye devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması olacak; bu kapsamda Suriye’nin birliği, toprak bütünlüğü, egemenliği, güvenliği, istikrarı ve tüm vatandaşlarının haklarının korunması ele alınacak. Bu hedefler doğrultusunda yapılacak görüşmeler, Suriye’nin geleceği açısından kritik öneme sahip.
Birçok ülke için öncelikli mesele haline gelen Suriye krizi, içinde bulunduğu karmaşık durum nedeniyle uluslararası aktörlerin dikkatini çekmektedir. Bu nedenle, zirve gibi diplomatik platformlar üzerinden sürdürülecek müzakereler, krizin çözümü için belirleyici rol oynayabilir. Zirve sırasında alınacak kararlar, Suriye’nin mevcut durumunun iyileştirilmesi ve halkının yaşam standartlarının yükseltilmesi açısından önemli bir adım olabilir.
Suriye’ye dair uluslararası işbirlikleri ve çözüm önerilerinin tartışıldığı bu aşamada, katılımcı ülkelerin çeşitli stratejileri masaya yatırması bekleniyor. Bu bağlamda, Suriye’nin geleceği ile ilgili yapılacak olan görüşmeler, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde kritik bir öneme haizdir. Zirvenin sonuçları, çok geçmeden bölgede ve ötesinde yankı uyandırabilir.