“`html
Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin 8 Aralık’ta devrilmesinin ardından dünya medyası, Türkiye’nin attığı ve atacağı adımlara odaklanmış durumda. ABD ve Avrupa’nın çeşitli kademelerinden, Ankara’nın bölgedeki gücüne dikkat çekilirken, Türkiye’nin elde edebileceği kazanımlara ilişkin haberler de sıklıkla yayımlanmaktadır. Son günlerde Türkiye’nin Suriye’deki konumu ile ilgili yapılan analizlere göz atacak olursak, bazı çarpıcı noktalar öne çıkıyor.
Öncelikle, İngiliz basını Türkiye’nin yeni güç dengesi üzerindeki etkisini vurguluyor. Önemli yayın organlarından Financial Times ve Economist, Türkiye’nin artık daha güçlü bir konumda olduğunu belirtirken, Financial Times’ta yer alan başka bir haberde Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Ursula von der Leyen’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere Ankara’ya geldiği hatırlatılmaktadır. Bu görüşmenin, Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzunun AB tarafından kabul edildiğinin önemli bir göstergesi olduğu ifade ediliyor.
Fransız basını da benzer şekilde Türkiye’nin stratejik kazanımlarına dikkat çekiyor. France 24 aracılığıyla yayımlanan bir haberde, Türkiye’nin Suriyeli göçmenleri geri göndermek ve birçok kârlı anlaşma yapma fırsatının doğmasının söz konusu olduğu belirtiliyor. Söz konusu haberde, Şam’ın düşmesinin Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırdığı kaydediliyor.
Diğer bir konu ise Yunanistan’daki panik havası. ABD basınında, Türkiye’nin YPG’den kurtularak bölgedeki etkisini artırabileceği yönünde yorumlar göze çarpıyor. Wall Street Journal, New York Times ve Washington Post gibi önemli gazetelerde, Türkiye’nin terör örgütü YPG’ye karşı elde edebileceği kazanımlara sıkça vurgu yapılmakta. Özellikle Washington Post, Esad’ın düşmesinin sonrasında bölgenin en büyük kazananının Türkiye olduğunu ve Suriye siyasetindeki geçiş sürecinde en güçlü dış aktörün Ankara olacağını belirtiyor.
Yunan medyası ise, Türkiye ile Suriye arasında yapılması muhtemel bir deniz yetki anlaşmasının Akdeniz’deki güç dengesini nasıl değiştireceği konusunda endişeler taşımakta. Kathimerini gazetesi, “En kötü senaryo, Suriye’nin Türkiye ile deniz yetki alanı anlaşması imzalaması olacaktır” diyerek Türkiye’nin bu potansiyel adımından duyulan kaygıları dile getiriyor.
Son olarak, Rus medyanın gündemi de Türkiye’nin pozisyonuna dair analizlerle dolu. Rusya merkezli İzvestiya gazetesinde, “Rejim değişikliği, Türkiye ve Katar için yeni fırsatlar doğurdu” ifadesi yer almakta. Türkiye’nin bu değişimi, YPG meselelerinde avantaj sağlamak ve ekonomik projeleri yeniden hayata geçirmek için bir fırsat olarak gördüğü belirtiliyor. Bu doğrultuda, Katar’dan başlayarak Suriye üzerinden Türkiye’ye ve oradan Avrupa’ya doğalgaz taşıyacak olan Katar-Türkiye gaz boru hattı projesi de önemli bir potansiyel olarak öne çıkıyor.
“`
Bu yazıda, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’nin bölgedeki konumuna, kazançlarına ve diğer ülkelerle olan ilişkilerine etkileri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Hem ABD hem Avrupa’dan gelen olumlu haberler ve Yunanistan gibi komşulardaki endişeleri, Türkiye’nin güç dengesindeki değişimleri gözler önüne seriyor.