Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda İYİ Parti’nin, Suriyeli geçici sığınmacıların geri gönderilmesi için bütçeye 30 milyar TL eklenmesi talebi gündeme geldi. Bu önerge, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oylarıyla reddedildi. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 5 ila 13. maddeleri üzerinde yapılan görüşmelerde, İYİ Parti, bütçenin 5. maddesine, “Suriyeli geçici sığınmacıların gönderilmesi amacıyla 10 bin kişilik 20 Geri Gönderme Merkezi’nin inşa edilmesine” yönelik ek bütçe talebi sundu. Ancak, bu önerge TBMM’de kabul edilmedi.
“Geri dönüşün 3 yıl içinde tamamlanması planlanmıştır”
İYİ Parti tarafından sunulan önergenin gerekçesi, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıların sayısındaki artışa ve bunun ülke üzerindeki etkilerine odaklanıyordu. Gerekçede, “Suriye iç savaşının başlamasından sonra 2015 yılında Türkiye, dünya genelinde en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülke konumuna gelmiştir” ifadesine yer verildi. Türkiye’de, 1 Ağustos 2024 itibarıyla geçici koruma statüsünde 3 milyon 103 bin 606 Suriyeli sığınmacı bulunduğu ifade edilirken, bu sayıların gerçeği yansıtmadığı ve Türkiye’de 5 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacı olduğunu savunduğu belirtildi.
Hacettepe Üniversitesi verilerine dayanarak, Suriyeli sığınmacıların doğum oranının %5,3 olduğu ve Türk vatandaşlarının doğum oranının ise yalnızca %1,6 olduğu vurgulandı. Bunun sonucunda, 10 yıl içinde Suriyeli sığınmacı sayısının 20 milyonu aşacağı öngörülmektedir. İYİ Parti’nin göç doktrinine göre, kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmesi işlemlerinin bir yıl içinde tamamlanmasına ve geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin geri dönüşünün ise üç yıl içinde tamamlanacağı planları yapılmaktadır.
Önergede, “Geri dönüş için belirlenen planların icra edilmesi, merkez illerin tahliye edilmesi ve buralarda 10 bin kişilik 20 geri gönderme merkezi inşa edilmesi” gibi tedbirlerin önemine vurgu yapıldı. İYİ Parti, bu önergenin kabul edilmemesini, Türkiye’nin maruz kaldığı varoluşsal tehditlerle mücadelede atılması gereken kritik adımların göz ardı edilmesi olarak değerlendirdi.