Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Türkiye Belediyeler Birliği’nde gerçekleşen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi çerçevesinde ‘Afet Atıklarının Yönetimi’ oturumunda önemli açıklamalarda bulundu. Bu oturumda, 6 Şubat depremleri sonrasında oluşan moloz yığınlarının büyüklüğü ve bu molozların içindeki asbest tehlikesine dikkat çekildi. Başkan Tutdere, yıkılan binalardan yayılan asbestin, önümüzdeki 10 yıl içinde en az 300 bin kişinin kansere yakalanmasına yol açabileceğini öne sürdü.
ASBEST TEHLİKESİ
Asbest tozlarının yıkım sırasında çevreye yayılımının halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Tutdere, bu konudaki endişelerini dile getirdi. Tutdere’nin açıklamasına göre, 11 Eylül Amerika İkiz Kule saldırılarından sonra yaşanan durumdan örnek vererek, Amerikalıların yıkılan yapıların çevreye yaydığı asbest miktarını analiz ettiklerini belirtti. Tutdere, 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde de benzer bir yöntemin uygulanabileceğini ifade etti. Deprem sonrası ortaya çıkan toplam 350 milyon ton asbestin, 11 Eylül örneğine göre 100 kat daha fazla olduğuna dikkat çekerek, bölgede önümüzdeki 10 yılda 300 bin ila 400 bin kişinin çeşitli asbest kaynaklı kanser türleriyle karşılaşma ihtimali olduğunu belirtti.
DEPREMDEN BİLE DAHA BÜYÜK TEHDİT
Tutdere, asbestin yol açabileceği sağlık sorunlarının, depremde yaşanan can kayıplarından bile daha büyük bir tehdit olabileceğini ifade etti. Depremin resmi rakamlarına göre 50 binden fazla insan kaybettiklerini hatırlatarak, bu kayıpların her birinin eşsiz bir umut ve ülkenin değerli insan kaynakları olduğunu dile getirdi. Depremin Türkiye’de derin bir travma yarattığını, ancak asbestin sağlık üzerindeki uzun vadeli etkilerinin, hem insan kaynağını, hem ekonomiyi hem de sağlık sistemini olumsuz etkileyen çok daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
BELEDİYELER BU YÜKÜ KALDIRAMIYOR
Atık yönetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Başkan Tutdere, belediyelerin yeterli bütçe ve ekipmana sahip olmadığı için süreci etkin bir şekilde yönetemediğine dikkat çekti. Bu konuyla ilgili olarak hükümete ve bakanlığa çağrıda bulunan Tutdere, Türkiye Afet Risk Planı çerçevesinde enkazların kaldırılmasının ve molozların yönetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev alanına girdiğini, ancak insanların hayatını tehlikeye atacak bu atıkların toplanması için gerekli tüm işleri yapacaklarını vurguladı. Bakanlık ve Türkiye Belediyeler Birliği’den destek beklentisini ifade ederek, atıkların ayrıştırılması ve ekonomiye kazandırılması için kapsamlı bir sistem kurulması gerektiğinin altını çizdi.