İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından açıklanan veriler, İstanbul şehir genelindeki barajların doluluk oranlarını detaylandırmaktadır. 23 Aralık 2023 itibarıyla, İstanbul’daki barajların doluluk oranı yüzde 31,38 olarak kaydedilmiştir. Önceki gün bu oran yüzde 31,29 olarak ölçülmüştü; dolayısıyla son günlerdeki yağışlar, bir miktar artışa neden olmuş gibi görünmektedir. Ancak bu artış, son yıllarda İstanbul’u etkisi altına alan kuraklık döneminin izlerini tam olarak silmeye yetmemektedir.
Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık ve mevsim normallerinin altındaki yağışlar, İstanbul’u besleyen barajlardaki su seviyelerini olumsuz etkilemişti. Bu durum, su kaynaklarının yönetimi açısından büyük bir sorun teşkil etmekte ve kentin su güvenliği konusunda kaygılar doğurmaktadır. Son haftalarda etkili olan sağanak yağışlara rağmen, barajların doluluk oranlarının kritik seviyelerde seyretmesi bu durumu daha da çarpıcı hale getiriyor. Yağışların, İstanbul’un su kaynaklarını yeterince doldurmadığı gözlemlenmektedir.
İstanbul’daki barajların güncel doluluk oranlarının detayları ise şu şekildedir: En yüksek su miktarı yüzde 75,73 ile Elmalı Barajı’nda kaydedilirken, en düşük su miktarı ise yüzde 7,48 ile Pabuçdere Barajı’nda görülmüştür. Ayrıca, diğer barajların doluluk oranları şöyle sıralanmaktadır: Alibey Barajı yüzde 17,34, Büyükçekmece Barajı yüzde 30,94, Darlık Barajı yüzde 31,4, Istrancalar Barajı yüzde 27,62, Kazandere Barajı yüzde 10,74, Sazlıdere Barajı yüzde 34,35, Terkos Barajı yüzde 33,17 ve Ömerli Barajı yüzde 37,1 olarak belirtilmiştir.
Barajların doluluk oranları, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için oldukça kritik bir göstergedir. Özellikle büyük metropollerde su kaynaklarının yönetimi, sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem taşımaktadır. İSKİ’nin verileri, İstanbul’un su kaynaklarını koruma çabalarının yanı sıra, hava koşullarının ve iklim değişikliğinin etkilerinin ne denli büyük olduğunu da gözler önüne sermekte. Yağışların nakit yerine geçemediği bir ortamda, su kaynaklarının verimli kullanımı ve yönetimi daha da önemli hale gelmektedir.
Sonuç olarak, İstanbul’daki barajların doluluk oranlarının düşük seviyelerde kalması, kent halkı için hem bir su sıkıntısı riskini hem de olası su tasarrufu önlemlerini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda, yerel yönetimlerin su kullanımını teşvik edici ve su tasarrufu odaklı politikalar geliştirmesi oldukça önemlidir. İklim değişikliği ve kuraklık gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda, bu tür önlemler, İstanbul’un su güvenliğini sağlamak adına kritik bir adım olacaktır.