Son günlerde, Suriye’deki iç savaş bağlamında yaşanan bazı gelişmeler Türkiye’nin güvenlik politikaları hakkında tartışmalara yol açtı. Ahmed Eş-Şara, Türk vatandaşı Ömer Çiftçi’yi ‘Muhtar Türki’ kod adıyla yeni kurulan Suriye Ordusu’nda ‘tuğgeneral’ olarak atadı. Ancak üzerine gelen iddialar, durumu daha karmaşık bir hale soktu.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Terör Arananlar’ listesinde yer alan Çiftçi’nin, muhalif bir gruptan askeri bir görev üstlenmesi, dikkatleri üzerine çekti. Üstelik, Çiftçi’nin adı, haberin ardından bir gecede aniden bu listeden çıkarıldı. Duyumlara göre, bu işlemin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın talimatıyla gerçekleştirildiği iddia ediliyor.
Bu durum, Türkiye’nin iç güvenliğine dair endişeleri artırırken, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Özellikle İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “El Kaide terör örgütü üyesidir, biz bunu arıyoruz diye ilan etmiş İçişleri Bakanlığı. Bir de ne görelim, adam Suriye’de general olmuş. E tabi yeniden pozisyon almak lazım, hemen bakanlıktaki arama listesinden çıkartıyorlar adını. Mahkeme kararı, hukuk falan hak getire! Türkiye yönetilmiyor, savruluyor!” şeklinde sert ifadeler kullandı.
Çömez’in bu açıklamaları, Türkiye’nin terörle mücadelesinin sorgulanmasına neden olan önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Özellikle, terör ile mücadele eden bir bakanlığın, tanınmamış bir askeri liderliği desteklemesi, halkın gözünde büyük bir çelişki yaratıyor. Çiftçi’nin Suriye’deki konumu ve İçişleri Bakanlığı’nın tavrı, hem siyasi hem de hukuki açıdan tartışmalara sebep oldu.
Bununla birlikte, Çiftçi’nin Suriye Ordusu’na atanmadan önce İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör arananlar’ listesinde bulunması, güvenlik otoriteleri ve hükümetin durumu hakkında soru işaretleri ortaya çıkardı. Hükümetin, terörist olarak ilan edilmiş bir kişiye böyle bir pozisyon vermesi ve ardından bu durumu resmi bir listeden kaldırması, kamuoyunda ciddi bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Çözüm arayışları içerisinde olan siyasiler, bu tip durumların Türkiye’nin genel güvenlik politikalarını etkilediği konusunda hemfikir. Çiftçi’nin Suriye Ordusu’ndaki yükselişi ve hemen ardından gelen bu değişikliğin arkasındaki sebeplerin ne olabileceği, ülkede tartışılan ana konuların başında geliyor. Türk hükümeti ve İçişleri Bakanlığı, bu durumla ilgili kapsamlı bir açıklama yapılmadığı sürece, bu tür tartışmaların ve tepkilerin daha da büyümesi muhtemel görünüyor.
Gelecek dönemde, böyle dikkat çekici olayların sıklıkla yaşanması, Türkiye’nin hem iç hem de dış politikasında önemli değişikliklere yol açabilir. Siyasi arenada tartışmalar devam ederken, toplum içindeki güvenlik endişeleri ve hükümetin izlediği stratejinin niteliği, pek çok kişi tarafından sorgulanıyor.
